Bu yıl yaz tatilimizi Anamur’a geçirdik. Çocukların okulları kapandıktan sonra ilk defa kendi yazlığımızda tatil yapmak için 10 saatlik araba yolculuğu yaptık. iyi bir internet bağlantısı olması işimizi kolaylaştırdı. Biz akşama kadar çalışırken çocuklar biraz sıkıldı. Gerçi evde olsak da durum aynı. Sürekli ellerince telefon, tablet internetteler. En azından interneti yararlı bir şeyler yapmak için kullansalar çok mutlu olurdum. Oyun ve Ticktock dan öteye gidemiyor. Gerçi Hilmiye de aynı şekilde, O da instagram. Ben ise finansal becerilerimi geliştirmek için trade videoları izliyorum. Genel kültür geliştirici programlar izliyorum.Akşam olduğunda ise saat 6 da denize gidiyorduk. Evin denize bu kadar yakın olması çok olağandışı gelmişti. Deniz inanılmaz sıcak, girerken ürperti hissedilemiyor bile. Aynur Teyzeleri de 1 haftalığına bize geldi. Güzel bir hafta geçirdik.
Geçen yıl okullardan çok bir şey beklemedik. Göstermelik bir karne alımı oldu zaten. Son zamanlarında bir süre okula gitmiş olsalar da derslerden çok soğudular. Selin özellikle. Özel dersler ile desteklemeye çalışsak da o da online olduğu için bu duyguları da normal karşıladık.
Ülkemiz özellikle çok fazla yanlış yaptı. Pandemi dönemini iyi yönetemediler. Önce bir aşı karmaşası oldu. Pasif aşı olan Sinovac geldi ülkeye. Hiçbir avrupa ülkesinde olmayan aşı. 2 kez yaptılar insanlara. Sonra mRNA ile hazırlanmış aşı Almanyadan geldi. Ne olduğunu hiç bilmediğimiz, sonuçları bitmemiş aşılar. Biontech ile ilgili çok fazla aşı karşıtı yayınlar çıktı. İnsanlar gözü kapalı aşı kuyruklarına koştular. Biz covid geçirdiğimizi için önce 6 ay aşı yapılamaz dediler. Sonra 3 aya düştü. 2 kez pasif aşı olanlara yetmez dendi 1 tane de mRNA yapmaya karar verildi. Pasif aşılar korumuyor dendi, mRNA lara dönüldü. Kafalar iyice karıştı. Biz önümüzdeki kalabalığın gitmesini bekledik. Önce gönüllüler aşı olsun. Sonra biz bakarız çaresine.
Kapanmalar da çok enteresan oldu. Tüm toplu taşımalar çalışıyor. restoran, kuaför gibi hizmet sektörü durdu. Çok insan iflas etti, dükkanlarını kapattı. Devletin çok az kişiye yardımı oldu. O da kredi şeklinde. Zaten işleri bozuk olan esnaf nasıl ödeyecek kredileri denilmedi. Okullar kapatıldı. Ama turizm sektörü hep açık kaldı. Ülkeye doviz girecek diye parasal durumlar öne geçti. Virus okula gidince bulaşıyor, restorana girince bulaşıyor, toplu taşımada bulaşmıyor, otele tatile gidersen bulaşmıyor gibi ucube bir duruma dönüştü.
Aşıyı olan insanlar tüm tedbirleri bıraktı, şimdilerde vaka artışları yükseliyor. Çeşitli varyantlar çıkıyor. Dünya büyük bir değişime gidiyor. Aşı karnesi önce aşı pasaportu oldu, şimdi ise cüzdan şekline geldi. muhtemelen para ortadan tam olarak kalkacak ve bu cüzdanları kullanacağız. Sistem aşı olmayı zorunlu tutmuyor ama çok kısıtlama getirerek zorlayıcı oluyor. Geçenlerde işyerimden mesaj geldi. 1 ay sonra işe gidilmeye başlanacak, aşı olmayan haftada 2 kez PCR testi yaptıracak. altında da tehditkar küçük harflerle “PCR testi ücretlidir.” 250 TL gibi bir para isteniyor. PCR yaptırmaz isen işe gidemeyecek, gitmeyince de işten atılmalar başlayacak. İnanılmaz derecede işimden soğudum.
Bugün mRNA aşısı (Biontech) oldum. 2nci için 1 ay bekleme sürem var. o arada çağırmaları durumunda işe gidişim zolaşacak. Hilmiye ise hiç aşı olmadı. 12 yaşındaki yeğenim bile oldu. insanları korku ile yönetmeye, zorlamaya başladılar. Yeni dünyadan nefret ediyorum.
Bu arada para ilgili yeni kitaplar aldım ve okuyorum. Çocuklara bir şekilde parayı anlatmam gerekecek. okullarda paranın biriktirilmesi gereken bir araç olduğu anlatılır. Maaşlı çalışanlar yetiştirip sisteme dahil edilir. Halbuki para bir değişim aracıdır. sakladığın anda değerini kaybetmeye başlar. Bu sebepten dolar ile yatırım yapıp kripto para piyasalarında al sat yaparak ek gelir elde etmeye çalışıyorum.
Bu yıl mevsimsel değişimlerde başladı. inanılmaz kuru sıcaklar vardı. Siyasi sebeplerden yangın söndürmede kullanılan uçak, helikopter gibi araçları devre dışı kalınca bir felaket yaşandı. Karadenizde sel felaketleri yaşanırken, Akdeniz bölgesinde orman yangınları başladı. Hatta yazlıktan gelirken Manavgattan geçtik. Duru görünce ağlamaya başladı. Kocaman bir dağ kızıl bir alev topuna dönüşmüştü. Ağaçlar ve oradaki canlılar feci şekilde yandılar. Duru “Şimdi oradaki hayvanlar ölüyor mu?” sorusunu sorunca ailecek gözlerimiz yaşardı. 1 ay kadar sürede zor söndürüldü, ama devasal bir alan yok oldu.
Almanya için iş görüşmeleri yapmaya devam ediyoruz. Belki olursa gideriz. Çocukların bu ülkede yetişmesine artık sıcak bakmıyorum. Ekonomi, eğitim, sosyal yaşam, adalet hepsi kötü.