Kızlar bu yıl çok yoruldular, çok çalıştılar. Geçen hafta karneler alındı. Yine takdir, yine mükemmel notlar. Selin pandemide özellikle çok dağılmıştı. Aradan geçen zamanda özellikle bu yıl çok iyi toparladı. Bu yıl 8nci sınıfın bir fragmanı gibiydi. yoğun tempo dersler, soru çözmeler, etüdler ve eve gelen özel hocalardan dersler. Selinin kitap okuma alışkanlığı kazanması uzun paragraf sorularını daha hızlı çözmesini de sağladı. okulda kızlar arasında yeni yeşil genç yazarları takip başladı. onun etkisi ile bir kaç kitapla başladık. Ardından diğerleri geldi. hatta Selin kendi okuma listesini oluşturmaya başladı. şuan geldiğimiz noktada 1 kitaplık dolusu kitap var. Tek sıkıntı bunları özel ciltli olarak alması ve koleksiyon yapar gibi saklaması. Bu kitaba ödenecek daha fazla para ve daha fazla saklama alanı demek. üstelik bir başyapıt olmadıklarını anladığında bunları biriktirmeye gerek olmadığını da anlayacak. Ama okuma zevkini engellemek istemediğimiz için buna karşı çıkmıyoruz. Kitapların içerisine farklı renklerde önem derecesine göre etiketler yapıştırıyor. Onları başkasına ödünç vermekten çekiniyor. Geçenlerde Beyza bilmem kim isimli yazarın imza etkinliği vardı. Sarıyer belediyesi düzenlemiş. bir çok usta kalem de oradaydı. Bu usta kalemlerin önü bomboş iken bir star edası ile gelen bu genç yazarlar enteresan bir manzara oluşturuyordu. Özellikle genç kızlar imza alabilmek için sabahın erken saatlerinde gelmişler. bize 220 gibi bir sıra numarası geldi. hava soğuktu ve ince giyinmiştik. üstelik karnımız acıkmıştı. gidip bir yemek yedik geldik, 2 saatte 70 e gelmişti. daha beklenmesi gereken 3 belki 4 saat vardı. dayanamayıp ayrılmak zorunda kaldık. yoksa hata olma ihtimalimiz de vardı. Selin çok üzüldü ama yapacak birşey yoktu. biz de bilemez ve beklemezdik bu kadar kalabalık olmasını.
Gözlük
Durunun gözlerini kısarak baktığını görünce TV deki bazı yazıları uzaktan okutmaya çalıştım. Maalesef orta büyüklükteki yazıları bile okuyamıyordu. Aslında gözlük takmaya da meraklıydı. Göz doktoru da bu durumu tescilledi. 1,5 miyop olduğunu öğrendik. Astigmatın olmadığı sevindiriciydi. Duru’nun en arkada oturması kötü oldu ama kankalarına yakın olmak istiyordu. Kırmızı çok güzel bir gözlük aldık ve görme problemini çözdük. Doktor sürekli takmak yerine ihtiyacı olduğu zaman takmasını önerdi. Göz, gözlüklere uyum sağlarsa ilerde numara daha da artabiliyormuş.
Durunun ayrıca büyüme testleri de bizi üzdü. önce hormon verilerek test yapıldı. test tüm gün sürdü. 30 dk aralıklarla gelip kan aldılar ve hormona tepkisi ölçüldü. epey pahalı bir test olduğunu söylemeliyim. başka bir gün de komple MR çekildi. Önce bizi korkuttular, beyinde bir kist var gibi birşey dediler. sonra beyin cerrahları baktı ve herkeste olabilecek doğuştan bir yapı olduğu söylendi. Aynı durum Hilmiyede de var. Ama koktuk, endişe ettik. Duruda erken büyüme hızlı gelişmiş. Bu yüzden bol bol hareket etmesi için dışarda oynamasına izin verdik. Voleybol gibi oyunlara yöneldi, okula bile sürekli top götürdü. parkta arkadaşları ile oynadı. bunlar etkili olsa da erken ergenliği kesin önleyecek etkinlikler değil. İğne tedavisine başlamamız gerekiyordu. Ama piyasada ülkede yokluk yüzünden ilaç bulunamıyor. Hiçbir eczane de 2bin TL olan bir ilacı almak istemez, rafında tutmaz. Aynur teyzesi bir şekilde ecza depolarından bize 2 tane buldu. Tedavisi biten bir hastada da 1 tane artmış, onu da satın aldık. elimizde 3 ilaç oldu. 2,5 ay aralıklarla bulunacak. 1-2 tane daha bulursak bizi epey rahatlatacak. Bugün bu ilaçlardan birini vurdurduk. İğnenin adı Lucrin ve toz karışımında. ilginç bir enjeksiyonu var. Çocuk endokrin doktoru olmayan bir yerde olunması gerekiyor. ilacın enjeksiyonu 2 bölümden oluşuyor. yarısı sıvı, yarısı beyaz toz şeklinde. enjeksiyonu bastırınca sıvı ile toz karışıyor, elin ısısı ile de eriyip karışıp hazır hale getiriliyor. koldan aşı gibi kas içine enjekte ediliyor. iğne olurken acımadı ama sonrasında biraz yanma oluyor. asıl ağrı 1 saat sonra başlıyor. ama bu ağrı normal aşı ağrısı gibi.
Geçen haftalarda ailecek İzlem Göçmene gitmiştik, çocuklara genel muayene yapıldı, biz de ailecek tetanoz aşısı olduk. bence hiç ağrı olmaz iken, Selin ve Hilmiye’nin kolu 1 hafta ağrıdı. Duru yaşı gelmediği için bu aşıyı olmadı. Bu iğnenin de ağrısı muhtemelen 1 hafta sürecek gibi. Soğuk press yapmak biraz ağrısını alıyor ama Duru fazla tutmadı
Kedi
Kaç zamandır eve kedi almak istiyorduk. Ama Hilmiye tüy sebebiyle sürekli geciktiriyordu. Adanada, Mersinde ve Aydında kediler bulundu ama çok uzak olduğu için getiremedik. En sonun Duru isyan etti. Bana yalan söylüyorsunuz, kedi almayacaksınız, artık size inanmıyorum deyince biz de ikna olduk. Aynur Teyzesinin bir arkadaşı sahiplendiriyormuş. Baba British, anne Shorthair cinsi 2 kedi varmış. biri erkek diğeri dişi dediler. Erkeği Aynur, Dişiyi biz aldık. Eve bir getirdiler, kapkara bir kedi. yemleri ve kumu alındı, oyuncakları ve diğer ihtiyaçları da giderildi. Adını dişi olduğu için Hera koydular. Videolar izledik, kediler hakkında herşeyi öğrendik. Sonra baktık ki kedimiz dişi değil erkekmiş. Sahibi de ilk defa yanıldım dedi. Sahibine de mama ve kum hediyesinde bulunduk. Hera 1 aydır evin bir ferdi gibi. Eve çok alıştı ve bütün odaları geziyor, canı istediği yerde uyuyor. Karnı acıkınca odasına gidip yemeğini yiyip, tuvaletini yapıyor. Duru tuvaletinin bakımını yapıyor. Kedi ile aralarında güzel bir bağ oluştu. Duru onu kucaklıyor, öpüyor, neler neler yapıyor, ama 1 kez bile pencesini göstermedi ve ısırmadı. Geçen hafta da parazit aşılarını yaptırdık, her hafta da aşılanmaya devam edecek. kuduz, karma ve lösemi aşıları.
Bizi düşündüren tatilde ne yapacağız. o kadar uzak yolu kedi ile gidebilir miyiz bilmiyorum ama evde bırakmayı de istemiyoruz. Eve dışardan gelen hemen Hera’yı soruyor, nerede o? Hal böyle olunca yazlığa onu da götüreceğiz.
Yurtdışı tatil
Bu yıl Almanya yada Hollanda tatili planlamıştık ama Euro çok fazla arttı. 18 TL gibi bir rakama çıktı. üstelik Hilmiyenin de pasaport süresi bitmiş ve yenisi gerekiyor. onu çıkartmak da bir zaman alırdı. Bu sebepten şimdilik tatil planlarını iptal ettik, yurtiçi tatillere yöneldi. Yazlıkta kalırken belki Mersine geçer oradan Antep gezi de yapabiliriz belki. Nasıl olsa arabamızla gidiyoruz.
Selinin İngiltere kursu da yattı. Bu yıl da giden olmayacak. okul sözünde duramadı. 8nci sınıfta hiç yapamazlar zaten. Selin umarım güzel bir okul kazanır.
Pandemi önlemleri neredeyse bitti. Beni şimdilik işe çağırmıyorlar, Hilmiye haftada 2 gün gidiyor. Tahminim tatil sonrası artık herkesi o dev binalara sokup yine tıklım tıklım yaparlar. Uzaktan çalışmada hafızalarımızda bir anı olarak kalır. Halbuki haftada 1 gibi belli günler gidilse, yada isteğe bıraksalar ve uzaktan çalışma devam etse çok güzel olurdu. Hayat ilerledikçe zaman daha kıymetli oluyor. İşe gitmek içinde boşa geçen hergün 2 saat toplasan daha bir değerli oluyor.