Artık karakteri 1 gün içinde değişim gösterir hale geldi. 1 gün içinde süt içmeyi reddetmeye, uymak istememeye başladı. O kadar hızlı bir gelişim gösteriyor ki artık yetişmekte zorlanıyorum. Konuşması her geçen gün artıyor. Söylediği kelimeler, hafızasına kazıdıkları mitoz bölünürcesine artıyor. Dili tam dönmesede artık her söylenileni tekrar edebilecek hale geldi. Bir çok iyi gelişmenin yanında kötü olanda var tabiki. Artık gece direk yatağına götürüp uyutamıyoruz. Gece uykuları bölündüğünde ağlamasına engel de olamıyoruz. Apartmanı inletircesine bağırarak ağlıyor. Eminim bizimle beraber aynı dertten muzdarip komşularımız da vardır. Bu 2 yaş bunalımı ne zaman bitecek bilmiyorum ama ben bu durumdan çok sıkıldım artık.Akşam uykusuna bir şekilde çözüm bulduk. Salonda uyutup yatağa taşıyoruz. Ama gece uyanmalarına bir çare geliştiremedik. Ağlarken aslında hala uykulu halde oluyor. Öyle ki bazen annesini bile tanımıyor. ‘Tamam geçti’ desede algılayamıyor. Artık rüyasında ne görüp de korktuysa…Genellikle uyanmaları 3-4 arasında oluyor ve 5-5:30 arasına kadar devam ediyor. Zaten 6 benim uyanma saatim olduğu için pek uyumamış oluyorum. Bu sinir bozucu durum ile mücadele ederken bir de üzerine uykusuzluk ekleniyor. İş yerindeki veririm çok düşüyor. Sabır sabır sabır…
2 gün öncesinde akşam 23:00 gibi yatırdık ve hiç uyanmadan sabaha kadar uyudu. Nefis bir gündü. Sabah zinde kalktık ve işe gittik. Hiç uykusuzluk çekmedik. Artık Hilmiye de ben de akşam eve gelir gelmez Selin’e görünmeden odaya geçip uyuyoruz. Ki akşama mücadele etmek için enerjimiz olsun.
Dün akşam uyuması da çok komikti. Genellikle salondan çıkıp koridora ışığa doğru gidiyor, orada bir süre kimse var mı diye bakınıyor. Babaannesine “Nene, nene!” diye sesleniyor. Cevap alamayında annesinin yanına tekrar uzanıyor. Sonra bildiği kelimeleri tekrar sıralıyor. Bu arada bana Mehmet demeye de başladı. Geçen arkası arkasına Mehmet diye bağırıp durdu. Sonra uykusuna yenik düştü. Dün de benim TTNET de çekilmiş fotografım vardı. Gidip onu aldı, “babaci” diye birkaç kez seslendi. Olmadı “Mehmet” dedi, sonra gidip fotografı sehpanın üzerine bıraktı. Yatmaya yöneldi. Sonra yine kalktı tekrar aldı fotografı. Babasına doyamamış olsa gerek biraz daha seslendi. “Babaci! … Tete (TTnet demek oluyor)…babaci!” Bir süre sonra uyuya kaldı. Gidip öptüm ve sonra yatağına kaldırdık.
************************
Geçenlerde annem içimize bir kurt düşürdü. Selin arada bir sol ayağının ucuna basarak sektire sektire yürüyor. Bunu oyun gibi yapıyor. Normalde yere düz basabiliyor. Annem “bu çocuğun ayağı kısa mı ne!” demesi olayı bitirdi. Hemen ünlü bilgin Google sorduk neden yapar diye. Genelde kalça çıkığından ayak ucu ile basılırmış. Ama Selin bunu her zaman yapmıyor. Geçenler tv de şarkının birinde efeler gibi oynadı. O zaman da tek ayağı ile sektirip durdu. Evde ayakkabı giydirmez olduk. Bir süre yürüyüşünü gözlemledik. Boşuna kaygılanmışız. Her zaman yapmıyor gerçekten. Hilmiye yine de doktora göstermek istiyor. İlahi anne, neler getirdin aklımıza.
Annemden bahsetmişken geçenlerde bir kaç yanlış tutumunu daha yakaladım. Kendisini uyardım. Birincisi yapmasını istemediği birşeyi yaparsa iğne yaparım diye korkutmasıydı. Yıllarca bu cümle ile beni korkuttukları için hala bu yaşımda iğneden korkarım. Kesinlikle yapılmaması gereken bir tutum.
Bir diğeri de; elinden aldığı bir cisimi saklarız ve vermek istemeyiz ya, iste onu kedi aldı, köpek aldı vs derler. Bu da yanlış bir tutum. Bu durumda çocuk ileride kedi köpek gibi hayvanlardan nefret edebilir. Bunun için daha ille de bir hayvan seçilecekse daha az haşır neşir olacağı birşey şeçilmesi. Örneğin domuz, karga vs gibi. Karga kardeş kusura bakma, kızımın psikolojisi senin 100 yıl yaşıyor olmandan daha değerli benim için. 🙂
Biraz daha dikkat, biraz daha ilgi