Dün akşam Serhan ve Berna bebekleri ile ilk kez bize geldiler. Bora bebek artık 40 günlük olmuş.O bile çok çabuk büyümüş. Onlar gittikten sonra bloğa girip Selin Ecem 40 günlükken ne yapmışız diye baktım. Bu bloğu iyiki tutmuşum dedim kendi kendime. Kızımın hiçbir şeyi unutulup gitmeyecek artık. Biz de Bora için Selin’e yapılanları adettendir diye aynen yaptık. Aslında bu tür şeyler batıl inanç gibi görünse de benim çok hoşuma gidiyor. Sonuçta bu da bir gelenek ve yeni nesillere bu şekilde aktarılıyor. Çay keyfinin ardından Bora için aldığımız hediyeyi verdik. Yüzünün bir kısmına dikkatlice un sürüldü ve annesine yumurta ve küçük bir de harçlık verildi. Ritüele göre un sürmek; uzun ve sağlıklı, un gibi tertemiz bir ömrü olsun, yumurta vermek ise; Yumurtadan çıkan civcivler gibi çabuk büyüyen, sağlıklı ve tok bir insan olsun anlamına geliyormuş. Umarım bu dileklerimiz gerçekleşir.
Dün akşam Selinde de bir değişiklik gözlemledik. Bir ara bebeğini kucağına alıp sallamaya başladı. Bunu ilk defa gördüm. Abla olmuş edaları vardı sanki. Bir de kalabalık onu hiç rahatsız etmedi. Normalde kalabalıkta çok huysuz davranızlar gösterirken akşam hiç umursamadı bile. Hatta sabah Kartal Koçtaş’a gittik. Orada bir çok rahattı. Artık yürüdüğü için hep ayakta olmak istedi. Raflara saldırdı, ürünleri alıp yere dağıtmak istedi. Peşinde koşturup durdum. Akşam da kendi kendine oyunlar oynadı. Yeri geldi gidip mutfakta yada odalarda birşeyler bulup oynadı. Bu durum çok hoşuma gitsede, garipsemeden edemedim. Kızım artık büyüyor ve bunun sinyallerini açıkça gösteriyor. Akşam 21:00 gibi uykusu gelince aldım kucağıma doğruca yatağa gittik. Baba-kız birbirimize sarılıp yattık. Kendi kendine Eeeee Eeee diyerek uyudu boncuğum. Uykuya dalana kadar sarılıp onu izledim. Sonra üstünü örtüp, öpücüğümü de verip yanından ayrıldım.