Dün 19 Mayıs Bayramı nedeniyle tatil vardı. Hilmiye daha önce şehir fırsatlarından kahvaltı almıştı. Koşuyolu’nda güzel bir mekandı. Selin orada da hemen kendine arkadaş buldu. Kahvaltı sonrası hemen Optimum alışveriş merkezine gittik. Koçtaş’dan balkon için masa-saldalye, şemsiye falan aldık. Çocuklar için yapılmış chase lounge (Şezlong) vardı. 3 ayrı çeşiti vardı. Selin’e sorduk hangisi diye, güneş olanı seçti. Farkettik ki Selin kakasını yapmış, ama mağazadan çıkmak da istemedik. Sote bir yerde, bebek arabası içinde değiştirdik.
Bebek odası aramak çok meşakkatli iş. Gelende belli bir katta oluyor. O kata da asansörle çıkmak imkansız, çünkü insanlar çok duyarsız. Çocuk arabası ile beklediğimizi gördükleri halde 1 kişi de siz önden buyrun demiyor, aksine hemen asansöre binmek için acele ediyorlar. Utanmasalar kapı kapanırken de el sallayacaklar. Bence bir görevli koymaları lazım bu işleri organize etmek için. Genç, sağlıklı insanlar yürüsün. Hoş yürüme de yok, merdivenler onlar için yürüyor. Neyse yaram varmış, oraya bastım galiba 🙂
Sonra Nadir’e gittik. Nadirde bir kahve içtik. Selin orada da çok sıkılmadı. Sadece çok uykusu vardı. Biraz sohbet sonrası oradan da ayrıldık. Hilmiye epeydir babasını rüyasında görüyormuş. Rotamızı Tuzlaya çevirdik. Mezarlığa gidene kadar Selin uyudu. Yanında annesini göremeyince biraz ağladı. Duamızı ettik ve ayrıldık. Aynur Teyzesi Kerem’e bilgisayar almak için Meydan Alışveriş Merkezine gelmişler. Havalar artık ısındığına göre bu yıl bol bol Meydan’a gideriz. Selin buradaki su fıskiyelerini çok seviyor. Biraz ıslanıyor ama ne demişler, kirlenmek güzeldir. Selin burada da kaka yaptı. Ama bu deva çok yaptığı için sırtına kadar çıkmıştı. Burada da bebek odası bulamadık, varsade belirgin biryerde değil. Bu yüzden arabada değiştirmek istedik ama heryerimiz kaka oldu. Selin’in kıyafetlerini değiştirdik. DNR’a girdik ve Selin için bir kaç kitap ve Hafıza kartlarından aldık. Özellikle yabancı olan kitapları çok başarılı buldum. Türkiyede bunun eksikliğini ben çok hissediyorum. Pek güzel kitap bulunamıyor. Olanlar da çeviri yapılmış olanlar. Özgün bir kitap bulmak zor. Akşam yemeği de yiyip ayrıldık. Eve geldiğimizde ilk iş Selin’i yıkamak oldu. Aldığımız masa sandalyeleri kurduk ve balkona yerleştirdik. Selin kendi şejlong’una binerken bir kaç defa düştü. Artık binerken biraz daha temkinli ve elleri ile önce tutup sonra oturuyor.
Selin’in karnı yemek yedikten sonra davul gibi oldu. Eritmesi için biraz oyun oynadık. Maşallah hiç yorulmuyor. Çekirge gibi bir oraya bir buraya. Sonra aldığımız hafıza kartlarını açtık. Her bir karttan 2 tane. Karıma 5 tane kart dizdim. Elimdeki kartı gösterip, aynısını gidip oradan almasını istedim. Çoğunlukla başarılıydı. “Aynısını getir” dedikçe o da -Aynısı diye tekrarladı durdu. Çok eğlendik. Yatma vakti geldiğinde yine odamıza geçtik. Selin bizi uyuttuktan sonra uykuya dalmış olacak ki nasıl uyuduğunu hatırlamıyorum. Güzel ve dolu dolu bir gün geçirdik.