1 haftadır her gün akşam eve gelince havuza gidiyoruz. Hilmiye daha gelmemiş oluyor. Ben daha kapıdan girer girmez Selin “Hadi Havuza” diyor. Bugün bu yüzden biraz tartıştık. Kapıdan gelince önce sarıl, hoşgeldin de, günün nasıl geçti demelisin dedim. Bu yüzden havuza götürmek istemedim. Başladı ağlamaya. Duru hala gelir gelmez kucağuma geliyor en azından. Selin hatasını anlayınca gelip özürler diledi. Aslında hatasını anladığından değil, havuza gitmek için politik davrandığını düşünüyorum. Akşam annesi gelince yüzüne bile bakmadı çünkü. Halbuki konuşmuştuk. Dün de Duru’yu yanımıza almıştık.Duru biraz üşümeya başlayınca çıkarıp kuruladım. Isınında tekrar suya girmek istedi. Duru beni Selinden daha çok yoruyor. Selini kurularken birden kaçıp suya girmeye çalışıyor. Yerinde durduramıyorum. Eve gelip bir de banyo yaptırıyorum. Harcadığım effor bir hayli fazla. Spora bile gerek yok.
Selin Pazar günleri bale kursuna gidiyor. Geçen hafta beraber gittik. Kıyafetleri de gelmiş. Giyinip başladılar dansa. Daha dans bile denemez gerçi. Temel haraketler sadece.
Durunun kaka problemi var bu aralar. Hafta başında pişik olmuştu. Uyuşturucu krem ile pişik kremini karıştırıp acısını almaya çalışıyoruz. Sürekli ishal durumları. Günde 5 kereye kadar çıkıyor. Nasıl bir asit ise biraz uzun kalsın hemen pişiğe neden oluyor. Yanık tedavisi uygulamak zorunda kalıyoruz.
2 gündür Şengülü evine bırakmaya giderken Duru da benimle geliyor. Arabada öyle uslu duruyor ki, onun Duru olduğuna inanamıyorum. Dil gelişimi durma noktasında devam ediyor. Yeni söylediği hiçbirşey yok. Anne ye bile nenne diyebiliyor. Baba, yaren (yayen), mamma… başka birşey yok. Selin onun yaşındayken döktürüyor, cisimlere kendi bile isim veriyordu. Bakalım belki bir anda aşacak bu durumları.
2 kızıma da eşit vakit ayırmakta zorlanıyorum. Birine biraz fazla ilgi diğerini kıskançlığa sürüklüyor. Dünyanın en zor işi bu.