Dün sabah erkenden yola çıktı. İş için Nice kentine gitti. Gitmekte öyle kararsız kalmıştı ki neredeyse iptal ettirebilirdi. Tabi bunda Selin’in etkisi büyük. Hafta sonu Selin öyle sözler sarfetti ki kim olsa aynı şeyi hissederdi. Annesine sarılıp, seni çok seviyorum, canım, cicim derken zaten zor bir şeyi daha da zor hale getirdi. Gözyaşı çeşmeleri açıldı, şırıl şırıl. Hilmiye nasihatlar etmeye başladı, kızıma iyi davran, gece kontrol et, falan falan… Annelik içgüdüleri işte.
Dün öğleye doğru şehre indi. Yağmurdu bir havada gittiği için çok şanslı sayılmazlar. Gitmezden önce bilgisayarına Tango yazılımını kurduk. Çok kullanışlı bir program Tango. Her türlü bilgisayar ortamında çalışıyor ve görüntülü sohbet edilebiliyor. Akşam da eve gittiğimde Yaren de gelmişti. Hilmiye ile Tango üzerinden görüştük ama Selin ona çok pas vermedi. Ona sürekli annesinin Fransada olduğunu kendisine benim bakacağımı söyledik. Onun da etkisi ile hiç annemi istiyorum diye tutturmadı. Akşam onu BIM’e de götürdüm, biraz alışveriş yaptık. BIM deki kasiyerler bile öğrenmiş, Selin diye sesleniyorlardı. Akşam olup karnını doyurduktan sonra ben banyosunu yaptırdım. Şengül ve Yaren in gitme vakti geldiğinde biraz zırladı. Yaren ona çaktırmadan kapıdan çıktı. Sonra odalarda Yareni aradı bulamayınca “Yaren kaçmış gitmiş” dedi. Şengül de yareni bulayım diye arkasından çıktı. Kaldık başbaşa. Biraz oyunlar oynadık, kitaplarını çıkardı. 2 tane Calio kitabı vardı. Birisi küçük birisi büyük. Büyük olanı benim, küçük olanı kardeşimle paylaşacağım, bunu ona vereceğim dedi. Sonra yine Hilmiye ile Tango üzerinden görüştük. Selin yine çok pas vermedi, Laura’nın Yıldızını izledi, dikkatini dağıtmadı. Dişlerimizi fırçaladık, portakal suyu sıktım, içti ve yatma vakti geldi. Yatakta uyuması için onu hiç zorlamadım. Zaten öğlen uyumadığı için çok uykusu vardı. Biraz sohbet ettikten sonra hemen uykuya daldı ve sabaha kadar hiç uyanmadı.
*****
Hafta sonu kabus gibi geçmişti. Selin Cumartesi günü çok mızmızlık yaptı. Yataktan kalktığından beri yüzü asık, hiçbirşeyden memnun olmuyordu. Bir ara Danino yoğurtlardan istedi, verdik, kendisi yemek istedi, yerken de etrafa dökmeye başladı. Elinden de alamadık. Ben de kızıp bir çılgınlık yapayım dedim. Daninoyu alıp üzerine boşalttım. Üstü battı ve ağlamaya başladı. Aklımdaki fikir bu şekilde değildi. Üstü batınca hepimiz bu duruma gülecektik. Ama sonuç beklediğim gibi olmayınca üzüldüm. Gece de rüyasına girmiş olmalı, çok feci şekilde ağladı. Beni yataktan kovdu ve kendini kızıp yatağa çarpmaya başaldı. Kafasını çarpacak diye korkumdan odayı terk ettim. Yarım saat kadar ağladıktan sonra tekrar uykuya daldı. Rüyasında sanki bir şeyden çok korkmuştu. Anlatmadı, ne olduğunu öğrenemedik. Çok korktum ve çok üzüldüm.
Pazar günü intikam günüydü. Gün boyunca üzerine danino döktüğümden bahsedince aklıma başka bir çılgın fikir geldi. Bunu unutmayacaktı anlaşılan. Eline tekrar Daninoyu verdim. Kendisinin de bana dökmesini ve ödeşeceğimizi söyledim. Eline aldığı gibi üzerime boşalttı. Üstüm battı ama çok eğlendi. Hep beraber günü kurtardık ve güldük. Temizleme işi de bana düştü.
Pazar günü komik bir şey söyledi. Konu yemek yemekten açılmıştı. ” Ya ben yiyorum yiyorum karnım şişiyor. Ama ben zayıfım, Şengül şişko, bu nasıl oluyor yav”
Bazen de söylediği başka birşey var, onu da çok seviyorum. ” Napalım böyle olmuş, yapacak birşey yok”
merhaba
benim 21 aylık kzıım var ve kendı kafasına vurdugu bir dönemde googledan arama yapmak istedim kızım gibi davranan cocukalrın sorunu nedır diye ve ilk sırada sizin sitenız çıktı ve incalamk istedim , gördümkü kızını çok seven bir anne ve bir baba kızına kalıcı bir hatıra bırakmak için çok guzel bir site hazırlamış 🙂 fakat nacizane size tavsiyem siteye öyle herkes girip bakmasın dogru degil çunku tüm özel yaşamınızı,videolarınızı, fotograflarınızı ve yaşanan anlarınızı yazmışsınız ve bunları herkes görebiliyor,bence sitenın gizlilik ayarlarını sınırlı tutun derim , 🙂 iyi gunler