2016 bize pek yaramadı. Genel olarak hafızalarımıza kötü sonuçları kazındı. Özellikle ülke olarak zor bir sınavdan geçiyoruz, kalmak ile geçmek arasındayız. Siyasi çalkantılar, terör, savaş, doğal felaketler ne ararsan var bu hikayede. Geleceğe dair hala umudumuzun olması bence bizleri ayakta tutan. Ama hiç iyi şeyler de olmadı değil.
Herşeyden önce hayattayız. Bundan daha umut verici birşey olabilir mi? Çocuklarımıza bırakacağımız gelecek biraz gri olsa da onların hala şansı var. Ülkenin bulunduğu cehalete karşın onları fikri, düşüncesi özgür, yararlı birer evlat olarak yetiştirmek gerçekten zor. Her bir nesil bir takım zorluklar çekiyor. Babam mesela; işsizlik, kriz, kıtlık, siyasi savaşlar, darbeler neler görmüş. Bizim çocukluk dönemimize geldi. Benzerini de biz yaşıyoruz şimdi. Umarım gelecekte onlar bu şeyleri yaşamazlar.
Bu yıl Selinin 2nci sınıfa başlaması, artık bir okur yazar olması sevindiriciydi. Benim gibi sürekli kitap okuyarak okuma alışkanlığı ve akıcı bir okuma yeteneği kazanmış olması gurur verici. Bu yılki sıkıntımız matematik ve ingilizce üzerineydi. Matematikten hala problemlerimiz var. Okulda 9 soruluk okulistik sınavı için test yapmışlar, 2 tanesini yanlış yapmış. Halbuki bunlar Selinin yapamayacağı sorular değil. %25 hata ile bir testi bitirmesi üzücü. Daha çok çevresel faktörlere takılmışa benziyor. Arkadaşlardan birileri o surunun cevabı B değil C dediğinde inanıp kafası karışmış ve yanlış seçeneği seçmiş. Sık sık kendisi ile sohbet edip bunları anlatıyorum aslında. Başkalarının ne dediği ne düşündüğüne takılma, senin doğruların önemli olan.
Bir de volaybolda ilerleme gösterdi. Bir spor aktivitesi çocuklar için bence zorunlu olmalı. Spor onların gelişimine katkıda bulunduğu gibi, sabır, hırs, özgüven gibi karakterlerini de geliştirmektedir. ilk başladığımız derste yapamıyorum diye ağlayıp durdu. Ipek Hocanın bacaklarına sarılıp küçük bebek gibi ağlamıştı. Zaman içinde artık yapmaya, mücadele etmeye başladı.
ingilizce konusunda da epeyce ilerledik. Okulda 3-5 öğrenci ingilizcede başarılı. Bunlara öğretmeni ilave ödevler vermekte. Akşamları da ben yardımcı olmaya çalıştığım gibi, günlük hayattandan örnekler veriyorum. Bazen sorularımı veya cevaplarımı ingilizce söylüyorum.
Duru ile bu yıl ilk defa kreşe başladı. Bizi çok şaşırttı. Ağlayıp bizi bırakmak istemeyeceğini düşünürken, o bizi okuldan gönderdi, servise binip gitti. Okuldaki kendine güvenen az çocuktan birisi. üstelik onun gittiği yaş grubu ise 1 yıl ilerdeki çocuklar. Ama bunun eksikliğini hiç yaşamadan adapte oldu. ingilizce bir sürü şarkı öğrenmiş, ağzından bal damlatarak söylüyor. Dil gelişimi çok gelişti. Kendi başına bir çok şeyi yapabilir hale geldi. Yeni yıl Duru nun da doğum günü aslında. 2 Ocak’a az birşey kaldı.
Duru ile ilgili geçenlerde yaşadığımız ilginç bir anı vardı. Bilgisayardaki eski resimlere bakıyor, geçmişi hatırlayıp gülüyordum. ikiside yanıma gelip onlar da izlemeye başladı. Özellikle Duru kendi doğum fotograflarına odaklanmış. Bir baktım ki gözlerinden yaş geliyor sessizce. Ne olduğunu sordum, “duygulandım o yüzden ağlıyorum” dedi. Sarıldı bana, akşam annesi geldi ona da sarıldı. Kim bilir neler düşündü. Kendisi doğmadan önceki Selinin resimlerini gördüğünde de çok kıskandı ve Selin’e saldırmaya başladı.
Okulda en sevdiği arkadaşı Öykü. onunla çok güzel oyun kuruyorlar. Selin’in hemen her hafta bir arkadaşının doğum günü oluyor. Bütün arkadaşları Duruyu tanıyor. Onunla kendi kardeşleriymiş gibi oynuyorlar. Muhtemelen belli etmese de Selin kıskanıyordur. Durunun girişken doğası beni çok mutlu ediyor. Kesinlikle aç kalmaz bu çocuk.
Yeni yıla muhtemelen kar ile gireceğiz. Bugün Hilmiye işe gitmedi, öğlen beni de aldı. Kar tam tutmak üzereyken yağmur yağıp eritiyor şuan. Ama gece tutarsa yarın karlı bir güne uyanabiliriz. Duru özellikle çok istiyor. Ama hala tam iyileşemedi için temkinli oluyoruz. Bugün okula göndermedik. Hala ilaçlarını kullanıyor. Özellikle D vitamini eksikliği çok fazlaymış. Domuz gibi, alerjik bronşit hepsi bir arada geldi. Domuz gribi için verilen ilaç mide buluntısı da yapıyor. Geçen gün midesi bulandı ve tüm evi kusarak batırdı. Ateşi artık çıkmaz oldu. Nebilizatör yerine tüp içinde nefes yoluyla ilaca başladık. Alerji testinden de birşey çıkmadı. 2 hafta içinde 3 kez doktora gittik. Geceleri de öksürük şiddeti azaldı.
Duru için asıl gelişme gece çişini de bırakmış olması oldu. Normalde gece 12 gibi ve sabah 4 gibi kalkıp onu çişe kaldırıyordum. Ama artık hiç kaldırmıyoruz. Sabaha kadar tutmaya başladı. Selin de gece uyanmıyor artık. Kendi odalarına da alıştılar artık. Duvaları mahvetmeseler iyi olacaktı. Tüm duvarlara resimler yaptılar. Ayrıca odaları arada kaldığı için çok da sıcak oluyor, gece üstlerini açsalar bile üşüme olmuyor.
2017 de bakalım nerler olacak. Genelde herkes şanş, para, sağlık, mutluluk der ama ben sadece huzur istiyorum. Geleceğe daha güvenle bakmak istiyorum. Dini değil, bilimsel ve rasyonel bir yaşam şekli istiyorum.