Duru kedi gibi Selini parçaladı resmen. Selinin yüzünde, özellikle bir çok defa tırnakları ile çizikler atıp zarar verdi. Bazen de şaplağı koyuveriyor yüzüne. Selin ise ağlamaktan başka birşey yapmıyor. Tehlikeli olabilecek durumlar bile oluşuyor. Bu durumda bazen ben de ellerine vurup kızıyorum. Geçen haftasonu Ateşehirde Köz Kanat adındaki mekana gittik. Selin bizimle gelmedi. Arkadaşı Ece ile takıldı. Onlar alışveriş merkezine gitmişler. Sonra da babaanne ziyareti yapmışlar. Hilmiye gittiğimiz yerde bile acaba Selin napıyordur, Dur bir arayayım, yakınlarda ise gelsinler… diye söylenip durdu. Herhalde 3 dafa aramıştır. Yemekleri beklerken Duru oyun alanında başka çocukları da dövdü.
Duru bu hafta birkaç şey daha söylemeye başladı. Yağ diyebiliyor. Banyo sonrası annesi yağ sürüyor, onu oradan biliyor. Bir de bak kelimesini öğrenmiş ve a yı uzatarak Baaaak diye birşeyler gösteriyor. Akşamları aramızda en geç uyuyan Duru oluyor. Bazen annesi ve ablası uyuyor bu benim yanıma Salona geliyor. 23:30 dan önce uykusu gelmiyor. Gelince de kendi kendine gidip yatıyor.
Selin geçen hafta Cuma günü geziye gitti. Okul onları Koç müzesine götürmüş. Geldiğinde bana gördüklerini anlattı. Çok etkilenmiş. Akşam da onu resim kursuna götürdüm. Parkverde içinde çok güzel bir etüd merkezi var. Çocuklar okul sonrası orada ödevlerini yapıyor veya bir kursa gidiyor. Selini resim kursuna yazdırdık. Öğretmeni özel bir ilgi gösteriyor. 1 saat sonunda onu almaya gittim. Diğer çocuklar çıkmış Selin hala devam ediyordu. Hocası da yanında birşeyler gösteriyordu. Sonra hoca hn benimle konuşmak istedi, Selinin resimlerine baktık. Strafor duvar kaplama köpükleri üzerine akrilik boya ile yapılmış. geçen haftaki resmi bir kız çizmişti. Bu hafta da peri çizmiş. inanılmaz güzel, rengarenk dünyasını yansıtmış resme. Selinin resim kabiliyeti çok iyimiş. Ona resim yaparken karışmamamızı önerdi. Özgür bırakın, o zaten sormuyor bile, kendi ne yapacağından emin zaten… gibi övgüler aldı.
Bu hafta sonu çok hastalandım. Grip olduğumu düşünüyordum ama doktora gidince ağır bir sinizüt geçirdiğimi öğrendim. Kafamın içindeki basınç o kadar fazlaydı ki gözlerim çıkacak gibiydi. Çocukların ağlama ve bağırma sesleri kafamın içinde çok gürültüye neden oluyordu. Bu yüzden onlara biraz kötü davrandım sanırım. Ama elimde olan birşey değildi. Çok kötü bir hastalıkmış. Geçen hafta da Selin sinizüt yüzünden antibiyotik kullanmıştı. Hafta içi her ikisini birden doktora götürdüm. Duru da hafif bogaz enfeksiyonu yüzünden ateşlenmişti. Duru için antibiyotik yazmadı. birkaç güne kadar geçmişti zaten. Ardından Hilmiye sinizüt olmuştu. Ailecek yakalandık bu illete. Ama şimdi gayet iyiyiz.
Selinin arkadaşı Ece hastalanmış, ateşi zor düşmüş. Selin çok üzüldü ve mektup yazdırdı. Canım arkadaşım, hastalanmana çok üzüldüm, seni çok seviyorum yazdırdı. Yanına da yıldız , gülücük ve kalp çizdirdi. Babasına mesaj olarak gönderdik. O da cevaben teşekkür etti ve seni çok seviyorum dedi. Duygusal çocuklar bunlar.