Yavaş yavaş kış moduna girmeye başladık. istanbul artık çok kalabalık. Trafik başladı. Havalar her geçen gün giderek soğuyor. Geçen hafta anaokullarının açılışı vardı. Bu hafta da ilk okul 1nci sınıflar başladı. Selin bu yıl bir üst yaş grubunda derslere giriyor. Artık öğlen uykusu olmadığı için iyice yoruluyor. Bazen serviste uyuyakalıyor. Eve gelip uyandırıldığında da çok sinirli oluyor ve ağlamaya başlıyor. Daha hareket eğitimleri ve yüzme dersleri başlamadığı halde çok yorgun oluyor. Bu yıl biraz daha fazla ingilizce var. Daha ağır konular işliyorlar. Akşamları da neler yaptığı konusunda konuşuyoruz. Geçen hafta oyunlarla ingilizce olarak “stand up, sit down” “What is your name” “What is this” gibi konuları görmüşler. Akşam da evde tekrar ediyoruz. Selinin boyama becerileri artık daha gelişmiş, çizgilerin dışına çıkmadan boyama yapabiliyor. Ayrıca makas ile kağıt kesmeyi de çok güzel yapabiliyor.
Duru da da büyük değişiklikler var. Şuan ağzında 3 tane dişi var. üstteki 1 tane diş iyice belirginleşti. Devamı da geliyor ki sürekli kaşıyor. Eline aldığı birşeyi hemen kemirmeye başlıyor. Duru artık daha rahat emeklemeye başladı. Kendini bir anda yere atmıyor. Eşyelara tutunarak ayağa kalkıyor. Artık ne kanepede, ne kucakta durmuyor. Yere bırakıyoruz başlıyor emeklemeye yada ayağa kalmaya. Çirkin ol dediğimizde yüzünü büzüştürüyor. Bye bye dediğimizde elini sallıyor. Ede ede gibi kelimeleri tekrarlıyor. Sağlığı allaha şükür çok yerinde. Bu aralar kaka sayısını abarttı. Günde 4 bazen 5 kez yaptığı oluyor. Akşamları uyumak zorlaştı. Selin bir anda sızarken bu yalan ağlamalar yapıyor. Mutfakta aspiratör sesi ile arabasında uyuyor.
Bu haftadan itibaren Selini artık yıkamıyorum, annesi yıkıyor. Artık ayıp kavramlarını öğrenmeye başladı. Banyo yaparken benim neden şort giydiğimi soruyor, kendisinin neden çıplak olduğunu falan. Artık annesinin yıkama vakti gelmiştir dedik.