Bu hafta sonu evden hiç dışarı çıkmadık. Zaten hava da bulutluydu. Cumartesi akşamı misafirlerimiz vardı. Çiğdem ve Gökhan, kızı Defne. İndat ve Adeviye çocukları Yağmur ve Emre. Ev çok kalabalık oldu. Selin çok çok eğlendi. Defne ve Yağmurla çok güzel oynadılar. Güzel bir iftar yemeğinden sonra Çiğdem’in kendi yaptığı brownileri afiyetle yedik. Akşam geç saate kadar sohbet edip vakit geçirdik. Seline banyosunu yaptırıp yatırmak saat 1:00 i buldu. Yatağa yatar yatmaz yemen uyudu. Kısa bir süre sonra doğum günü olacaktı. Pazar günü sabah 9:30 gibi uyandım. Yataktan kalkıp giderken bir baktım Selin de uyanmış arkamdam sessizce geliyor. Annesi uyuduğu için çıt çıkarmıyordu. Beraber salona geçtik. Ona süt ısıtıp verdim. Saat 10:15 e gelirken kucaklayıp yatak odasına götürdüm ve Hilmiyenin yanına yatırdım. Hilmiye de uyanıp Selin’in doğum gününü kutladık. Aramızda çok mutluydu. Geceden biraz ateşi vardı. Vucudu soğuk olmasına rağmen başı sıcaktı. Sabah olduğunda birşeyi yoktu. Eczaneye gidip Calpol gibi evde olmayan ilaçları tedbir için almaya gittim. Dönüş yolunda sağanak yağmura yakalandım. Eve vardığımda sırılsıklam olmuştum.
Selin bize doğum gününü nerede kutlayacağımızı sordu. Pasta ve üzerinde üfleyeceği mum istiyordu. Dayanamayıp tekrar dışarı çıktım ve pastaneye gittim. Ona çikolatalı-muzlu pasta alıp eve geldim. Akşam da Serhan ve Berna, oğulları Bora geldi. Bora görmeyeli çok büyümüş, konuşmaya başlamıştı. Selin bu defa onunla anlaştı ve oynadı. Sonra pastamızı çıkardık ve mumları yaktık. Çocuklar sırayla defalarca yakıp yakıp üflediler. En sonunda pastalarımızı yedik. Sabah Selin’i okula götürmeyi düşünüyordum. Bu defa benimle gitmek istiyordu. Söz verdiğim gibi gidecektim. Ama bir önceki geceden ateşlenmesi bizi tedirgin de ediyordu. Akşam yatağa yatar yatmaz uyudu. Gece uyanıp baktığımızda tekrar ateşi çıkmıştı. Bir önceki gün gibi sadece başı sıcaktı. Hemen bezi ıslatıp dizlerine doladım ve başına koydum. Bir süre sonra ateşi düştü. Sonra Hilmiye de bakmış ve o da soğuk tampon yapmış. Sabah uyandığında okula gitmesini istemedik. Hilmiye hastaneye götürecekti. Geçen gece 3 tane sivrisinek ayaklarından ısırmış ve davul gibi şişmişti. Hatta ısırdığı yer kabarıp su toplamıştı. Sistral sürsek de şişmesine çok engel olamadık. Isıran sivrisinek belkide yapmıştı bu ateşi.
Sabah olup İzlem Hn.ı görmeye gittiler. Selini muayene etmiş ama görünürde sadece viral enfeksiyon varmış. 3 tüp kan almışlar. ilk tüpü aldıklarında bakmış ve hiç sesini çıkarmamış, sonra kolunu oynatınca canı yanmış ve iğne biraz acıtmış. 2 ve 3ncü tüpleri zor almışlar. Çok ağlamış. Kan testinden temiz raporu almışlar, çok şükür herşey olması gerektiği gibiymiş. Sonra canı sıkılmış koltuktan kalmak istememiş. Öylece birşey yapmadan oturmuş kalmış. Hilmiye onu Meydan AVM ye gitmekle ikna etmiş. Meydanda önce yemek yemişler, sonra lunaparka götürmek istemiş, bu defa da oradaki koltuklardan kalmak istememiş. 1 saate yakın o şekilde durmuş.
Akşam eve geldiğimde yanıma gelip kolunu gösterdi. Kolunu bükmüş hiç oynatmıyor, sanki çok acıyormuş gibi yapıyordu. Hatta kendini sıkmaktan boynu da tutulmuştu. Robot gibi boynunu çeviriyordu. Akşam beraber arabayla gidip eczaneden ilaçlarını aldık. Banyosunu da ben yaptırdım. Hilmiyeye seninle banyo yapmak çok sıkıcı, ben babamla yapacam demiş.