29 Haziran da başladı tatilimiz. Kalabalık olarak yaptık bu yıl. Aynur Teyzesi, Yaren ve Hilmiyenin arkadaşı Yasemin de bize katıldı. Aslında biz 2 oda almıştık. Birisi bizim, diğeri şengül abla içindi. Ama Şengül ablamız gelemediği için yerini Yasemine bıraktı. Aynur Teyzesi de ayrı bir oda aldılar. Bahar ve Selin çok güzel bir ikili olacaklardı.Herkes uçakla gitmeye karar verince bizde toplanıldı ve sabah erkenden Sabiha Gökçenden uçtular. Ben de arabayla çıktım yola. Bavulları yükledim ve tek başıma gece 12 gibi yola çıktım ağır ağır izmire vardım.Erken saatte izmir havaalanına vardım. içeri girip kahvaltımı yaptım. sonra arabada biraz kestirdim. Ardından bizimkiler geldi. Hemen otele gidemedik tabi. Yaseminin bavulunu başka bir kadın almış ve ona ulaşıp kadının gelmesini beklerken 1-2 saat daha geçti. Havaalanı – Otel arası 1 saate yakın sürüyor. Dağ yolundan Gümüldüre iniliyor. İlk defa geldiğimiz bu oteli bu kadar çok sevebileceğimi hiç sanmıyordum. Odalar küçük ama çok kullanışlıydı. Bize odanın içinde 1 tane tek 1 tane de çift kişilik yatak verdiler. Duru içinde bebek yatağı getirdiler. Kahvaltılarımızı yaptık ve oteli keşve çıktık. tek katlı evlerden oluşan harika bir yer. Uzun ağaçların altındaki gölgede dinlenmek, cırcır böcekleri ve kuşların sesi ile rahatlamak harikaydı. Yemekleri de bir o kadar güzeldi. Gelen kişilerin profilleri de çok düzgündü. Türkiyeden olanlar genelde istanbuldan gelmişler. Yabancı olanlar ise, Alman, Fransız ve Amerika ağırlıktaydı. Herkesin çocuğu var ve herkes kendi gibi aileler ile tatil yapıyordu. Otelde günde 3 öğün yemek veriliyordu. Bunun dışındakiler extra ücrete tabi. Otelde para geçmiyor, oda giriş kartları ile alışveriş yapılıyor, çıkışta ödeme toplu halde yapılıyor. Fiyatlar dışardaki ile aynı fiyat nedereyse. Öyle çok uçuk değil. Selin ve Duru çok rahat ettiler. Selin bir sürü arkadaş edindi. Animatörlerden Reyhan Ablaları çok ilgilendi. Sürekli bir etkinlik içindeydiler. Akşam da disco da dans ettiler.
Duru ise başlarda çok düştü ve dizlerini yara etti. Onun için Gümüldüre inip daha kullanışlı bir terlik aldım. kelebekli mavi renkli bir terlik. Selin de istedi tabi. Gidip tekrar baktık ama ona uygun ölçü yoktu. Duruya biraz da uzun paçalı şeyler giydirerek önlemimizi aldık. Sürekli güneş kremleri sürüldü ki yanmasınlar. Ama ikisi de kapkara oldular. Deniz çok temizdi. Duru başlarda kuma basmakta zorlandı ama sonraları çok sevdi. Selin 2 yaşına kadar kuma hiç basamamıştı. Duru evden tek başına çıkıp fıskiyelerin altında kendisi ıslatıyor bazen de koşarak çocuk parkına gidebiliyordu. Gideceği tüm yerleri belleğine kısa sürede kazımıştı.
Duru ilk deniz deneyimi de yaşadı. Teyzesi onu daldırıp daldırıp çıkardı suya. bu daldırmalar sırasında kulağına su kaçmış olmalı ki döndüğümüzde kulak zarı enfeksiyor kapmıştı. Duru yorgunluktan hemen sızıyordu. Öğle saatinde denizde yada ağaç altında uyuyor, sonra disco saatinde yada akşam yemeği sırasında bir daha uyuyordu. Hilmiye bebek arabasını getirmeyi unuttuğu için kucağında uyuyor yada birinden arabasını rica ediyorduk. Yada eve gidip uyanana kadar yanında bekliyordu. Bu kötü oldu işte. Bebek arabasını getirseydi bir akşam izmirde kordon boyu da yapardık. Ama mümkün olmadı işte.Biz Selinle daha çok havuz sefası yaptık. Denizi çabuk derinleşen bir yer olduğu için Selin çok sevmedi.
Perşembe gecesi güzel bir geceydi. Balık ızgara yaptılar ve bir şişe kırmızı şarap açtırdık. Uzun uzun yemek sohbet eşliğinde sürdü. Canlı müzik vardı. Duru uyumuş, Selin de Disco ya gitmişti.
Cuma günü hazırlandık, kahvaltımızı yaptık ve yola çıktık. Ben herkesi Havaalanına bıraktım ve yine tek başıma yavaş yavaş istanbula doğru sürdüm. Öğleden sonra 4 gibi eve gelmiştim. Dinlenerek geldiğim için yol beni pek yormadı.
Hafta sonu Selini Bale kursuna yazdırdık. Çiğdem’in kızı Defne de yazıldı. Pazar günü ilk deslerini de yaptılar. Haftaya kostüm de giyip ders yapacaklar.
Cumartesi günü yeni bir yer keşfettik. Karnımız çok acıkmıştı. Ömerli tarafında İhsaniye köyüne gittik. Garden Concept adında yeni açılmış bir mekanda ızgara et yedik. Yeşillikler içinde bir yerdi. Ağaç altında serinledik, çocuklar parkta oyun oynadı. Güzel bir gün geçirdik. Yerin sahibi de Kurtlar vadisi dizisinden tanıdığımız Abdülhey di. kendisi de oradaydı ama dizinin çok meraklısı olmadığımız için yanına gitmek çok ilgimizi çekmedi. En kısa zamanda tekrar gidilesi yer.
Pazar günü Selin ve hilmiye baleye gittiklerinde Duru da öğlen uykusuna yatmıştı. 1 saat olmadan ağlayarak uyandı ama bir türlü susmadı. Sürekli ağlıyordu. Mecburen biraz dışardı çıkardım. Eve getirdim tekrar ağlıyor. Hilmiye geldi, ağrı kesici içirdi. Biraz daha şekerleme yaptı ve normale dönmüştü. Arada bir kulağını tutunca şüphelendik. ilacın etisi geçince tekrar başladı. Doğruca hastaneye gittik. Nöbetçi çocuk doktoru baktı. Birşeyi yok dedi. Kulak içinde kir çok olduğu için göremedi. Kulak doktoruna gönderdi. Kulak doktoru ben ayrıca muayene açarım, ücretini ödersiniz deyince sinirlendik. Hisar Hastanesi ne kadar güzel ve kaliteli olsa da para onlar için herşeyden daha önemli. Para mevzusuna doğumda iken de girmişlerdi. Neyse biz tamam dedik ve muayene ettirdik. Bu doktor da göremedi içini. Mecburen kulak içini bir alet ile temizlediker. içinde çok fazla kir çıktı. koca koca parçalar. Sonra kulak zarında iltihap göründü. Antibiyotik yazdı ve eve döndük. Ağrı kesici ve antibiyotiklerini içirdik. Bugün sabah da ishali durmayınca tekrar hastaneye gittiler. İzlem hn izinde olduğu için Fazlı bey bakmış. Bağırsakda da enfeksiyon var demiş ve antibiyotik değişikliğine gidildi. Augmentin inin bağırsak enfeksiyonlarında hiçbir etkisi yokmuş. Zinnat ile değişiklik yapıldı. Akşam da onu içirdik. Kuzumun keyfi artık yerine geldi. Akşam da onları parka götürdüm. Duru yavaş sallanmayı pek sevmiyor. Hızlı sallamak gerekiyor. Yoksa kendisi atıveriyor.
Akşam baktım tırnakları uzamış. Tırnaklarını keseyim dedim. Bir baktım ani bir hareketle kucağımdan atladı dolabı açtı. Bana tırnak makasını getirecek oluyor. Acayip bir kız bu Duru. Tırnaklarını kestim, çünkü bunları en çok Selin üzerinde kullanıyor. Selini kucağıma alıp sevdiğim zaman gelip ablasının saçını çekip tırnaklıyor.