Bu hafta sonu yemek yemeye direnmesi en üst noktaya taşındı. Ağzını zaten zorla açıp yiyordu ama artık daha bir inatla kafasını da çevirip kurtulmayı başarıyor. Kurtulmayıp ağzına zorla sokulan yemeği de kusarak çıkartma noktasına geldi. Aslında bu durum anne-bebek arasındaki inatlaşmanın en açık hali. Pazar günü sabah kahvaltıya oturduk. Anneden önce Selin’in kahvaltı sırasıydı. Ama ne mümkün. Selin yemedikçe Hilmiye de inatlaşıp zorla vermeye çalıştı. Çenesini tutup kaşığı sokuyor ama Selin de bir yere kadar dayandı ve yediklerinin hepsini kustu. Bana sarılışını görmeliydiniz. “Baba kurtar beni annemden” dercesine yapıştı kucağıma. Hilmiye ile konuşup acıkana kadar vermemiyi kararlaştırdık.
Yemekten ziyade bolca su içmeyi seviyor. Biberonuna koyduğumuz su lıkır lıkır gidiyor. Pikniğe giderken yolda Köfteci Ramiz’den çorba paketlettirdik. içine de Cicibebe’nin kıtır ekmeklerinden koyduk. Artık öğlen olmuştu. Biz sabah kahvaltısı yaptığımız halde acıkmış, Selin ise kahvaltı yapmadığı halde yeni yeni acıkmaya başlamıştı. Belkide içtiği su iştahını kapatıyor, bilemiyorum. Ama iyice acıktığından emin olduktan sonra yemeği verdik, kaşığı görür görmez ağzını kendi açıyordu. Aynı şey dün Cumartesi günü Şile’de de oldu. Yolda kalacak bir tesis ararken bir türlü yemek yemeye fırsatımız olmamıştı. Tabi Selin de bizimle beraber acıkmıştı. Bir lokanta bulup oturduğumuzda 2 kaşık arasındaki süreye bile itiraz edip çemkirmeye başlıyordu. Koca bir kaseyi sıkıntısız yedi.
Belki de açık hava iştahını açıyor olabilir. Acıkana kadar bekleme olayını evde de denemek lazım aslında. Bazen akşam yemeği için hazırladığımız muhallebiliy paketleyip site içinde çocuk parkına gidip veriyoruz. Evdeki sıcak havanın da etkisi olabilir. Bizim bile bu havalarda çok iştahımız olmayabiliyor. Ama Selin açık havada yemek yemeyi çok seviyor. Daha önce cam rendede hazırladığımız meyve pürelerini sevmemişti. Hep kavanoz püreleri alıyorduk. Dün piknikte arkadaşımız kendi bebeğine yedidirken gördük. Tatlı kaşığı ile elmayı kazıyarak püre haline getiriyor ve bebek de sorunsuz yiyordu. Hilmiye de yarım elmayı Selin’e o şekilde verdi, sonuç inanılmazdı. Koca elmadan geriye posası ve kabukları kaldı. Bu yeme şeklini Selin çok sevdi. Eve dönüş yorunda yeşil elma ve şeftali aldım. Bakalım devamı gelecek mi.
İnternette bakınırken bugün bir yazıya denk geldim. Bir çok forum sitelerinde bu yazı vardı. Uzlamlar öneriyor diye başlayan bu yazıya kimdir bu uzmanlar, onların bebekleri var mı acaba diye aklımdan geçirsem de çarpıcı öneriler var:
Uzmanlar bebeklerin önemli bir çoğunluğunun yemek yerken sorun çıkardığını belirterek “Bebeğiniz yemek yemiyorsa üzüldüğünüzü belli etmeyin.
Bebeğe zorla asla yemek yedirmeyin ona değişik tatlar sunun. Bebeğinizin peşinden koşarak ona yemek yedirmeye çalışmayın” önerilerinde bulundu.
Alınan bilgiye göre önceleri iştahlı olan bir bebek daha sonra yemekten soğuyabiliyor. Bebeklerin değişken olduğunu hatırlatan ve katı gıdaya geçiş aşamasının büyük sabır ve hoşgörü istediğini vurgulayan uzmanlar yemek yedirirken şu tavsiyelerde bulundu:
– Asıl amacınız bebeğinizi bir şekilde doyurmak değil yemek yemeyi sevdirmek olsun. Ona değişik tatlar sunun. Bebekler küçükken ne kadar çok tatla tanışırlarsa o kadar iyidir. Doyduğu zaman hiç ısrar etmeyin. Hemen yedirmeyi kesin.
– Bebeğinize asla zorla yemek yedirmeyin. Bu aranızdaki ilişkiyi bile zedeleyebilir.
– Bebeğinizi oyalayarak yedirebilirsiniz. Mesela resimli bir kitaba bakabilirsiniz uçak hangara insin gibi oyunlar oynayabilirsiniz.
– Bebeğinizin iştahının size rehberlik etmesine izin verin. Tıpkı yetişkinler gibi bebekler de bazen iştahsız bazen de iştahlı olabilirler. Bebeğiniz yemek yemeyi kesinlikle reddediyorsa bir sonraki öğüne kadar bekleyin. Bebekler diş çıkardıklarında boy attıklarında iştahsız olabilirler. Bebeğiniz birkaç gün yemek yemiyorsa üzülmeyin. Ertesi gün arayı kapatacaktır.
– Bebeklerin de bir damak tadı vardır. Bebeğinizi tanıyın ve yemeklerini ona göre hazırlayın. Mesela peynir sevmeyen bir bebeğe yoğurt yedirin. Ancak yemeklerini hazırlarken mutlaka dengeli beslendiğinden emin olun.
– Yemek yemediği zaman üzüldüğünüzü belli etmeyin. Durumu kabullenin. Neşenizden bir şey eksilmesin. İlerde bunu size karşı koz olarak kullanabilir.
– Bebeğinizin peşinden koşarak ona yemek yedirmeye çalışmayın. Kendisi için yemek yemesi gerektiğini öğrensin. Bebeğinizi gerektiğinde aç bırakmaktan korkmayın.
– Yemeğini yemeyen bir bebeğe abur cubur vermeyin. Aslında bu tür gıdaları hiçbir zaman vermemelisiniz. Önemli olan onun bir şekilde karnını doyurması değil dengeli beslenmesidir. Aç kalmayan bir bebek yemeğini yemeye hiçbir zaman heveslenmeyecektir. Bebeğiniz acıktığında yemeğini yedirin. Kendi kendine yemek yemesine izin verin.”