pazartesi günü iş için yurtdışına gitmek zorunda kaldım. sabah çok erken uçağa bindim. Akşamdam herkesle vedalaşıp sabah da 5:00 gibi çıktım. çarşamba akşamına kadar monako’da kaldım. vakit buldukça internet üzerinden evi aradım ve görüntülü görüşme yaptık. Tango adında bir yazılım ile görüşme fırsatı bulduk görüntü kalitesi çok net olmasada işe yaradı. tatili ailecek yapamadığımız için çok zevk alamadım. bol bol yürüyüp fotoğraf çekme fırsatım oldu. Monaco turistik amaçlı gidebilecek bir yer değil bence. Başkasının lüks hayatını dışardan izlemek ne kadar zevkli olabilir ki.
Selin benden hello kity gözlük istedi. Hilmiye daha önce gittiğinde getirdiği için benden de onu istedi. Fakat Monaco da alışveriş imkanı neredeyse hiç yok. Nice gibi değil. Sadece Formula 1 ile ilgili eşyalar bulunabilir onlar da çok yüksek fiyatlarda. Elim boş geldim olmasın diye Hilmiye Türkiyeden birşeyler aldı. Bir thist ve gözlük almış. Perşembe sabahı beni öperek uyandırdı. Sonra onu okula bıraktım. O gün işe gitmedim. Öğlen vakti Çiğdem kızı Defneyi de alıp bize geldi. Ben de gidip Selini okuldan aldım. Uykudan uyanmasını bekledim. Uykulu gözlerle geldi, üstünü değiştirdiler. Defne ile çok iyi arkadaş oldular. Akşam üzeri bizim parka inip oynadılar. 1 gün sonra da biz onlara gittik. işten gelir gelmez “hadi Defneye gidiyoruz” diye tutturdu. Verdiğimiz sözü unutmamış bize hatırlatıyor. Duruyu evde bırakıp onlara gittik. Eve girmeden parka gittik. Sonra havuz başında oturup sohbet ettik. Selin bir ara ortadan yok oldu. Defne gelip kakasını yaptığını söyleyince inananadık ve koştuk yanına. Vardığımızda çoktan yapmış bitirmişti. Yolun ortasına sıkışınca açıp yapmış. inanamadık olaya. ilk defa başımıza geldi. Diğer çocuklar da onu seyrediyordu şaşkınlıkla. Hemen yanında bir kız da evden getirdiği oyuncakları satışa çıkarmış kaç para alırsa veriyordu. Birer bilezik aldık ondan. Eve gelip ikisinin de banyolarını yaptırdık.
Bugün de harika bir gündü. Capuccino adında bir mekana gittik. Yanında at binme alanı var. Çimenler içinde güzel ama çok pahalı bir mekan. Öğlen yemek yedik, birşeyler içtik. Selin bir sürü çocuğun içine karıştı ve oynadı. Duru güzel güzel uyudu, hiç sesi çıkmadan etrafı izledi. Sonra bilet aldık ata bindi. Daha önceden tecrübesi vardı. O yüzden hiçbirimiz tedirgin olmadık. 15dk lık bir eğlence 30TL gibi yüksek bir fiyata satılıyordu. Daha öncesinde Kağıthanedeki yerde 5TL ye binmişti. Hilmiye Selin için doğum günü mekanı bulmuştu. Hemen orası ile anlaştı ve kaporasını verdi. 6 Temmuz pazar günü için anlaştı.
Akşama doğru eve geldik. Selin doymamış olsa gerek parka gittik. Nisa adında bir çocukla arkadaş olmuş. Ben Duruyu kanguruya aldım, araba boşa çıkınca selin bindi. Nisa da onu bizim evin önüne kadar sürdü. Sonra kız bize gelmek istedi, annesi ikna etmek için çok uğraştı, bim’e götürmek üzere ikna etti ve ayrıldılar. Bir çocuk da Selinin Pinky pie oyuncağına el koydu. Evin numarasını söyledik, babası sonrasında bıraktı.
Akşam da Selinin kıskançlık krizleri tuttu. Annesi çemkirdi durdu. “Evde ya yemek yapıyorsun yada Duru ile oynuyorsun, benimle hiç ilgilenmiyorsun, benimle hiç oynamıyorsun ” diye söylenip durdu. Akşam yatma vakti geldiğinde de ne kendisi uyudu ne kardeşini uyuttu. Hilmiye de başladı bağırıp çağırmaya. Sonra alıp yan odaya geçtik. Bana sarılıp yattı ama Hilmiye içerden kızgınlığını yenemeyip bağırdığı için uyuyamadı. “Annem beni sevmiyor, benimle ilgilenmiyor, bana kızıyor hep” deyince içim iyice cız etti, gidip hilmiyeye olayı kapatmasını istedim. Sonra bir şekilde Duru uyudu, Hilmiye yanımıza gelip barıştılar. Bugün Duruya biraz fazla ilgi gösterdik. Aslında bugün vakit geçirdiğimiz mekana onun için gitmiştik. Onun için daha çok vakit ayırdık ama bunu anlayamacak yaşta. Biraz da onun gibi düşününce kıskançlık yapması normal.