Dün akşam eve çok yorgun gelmiştim. İşte yoğun bir gün vardı. Hemen çantamı hazırlayıp havuza gittim. Bu aralar bel fıtığımı tedavi etmek için bol bol yüzüyorum. Neyseki tedavi sonuç veriyor.
Yorgun geldiğim zamanlar sanki eş zamanlı olarak Selin de mızmızlık yapıyor. Belki ilgi gösteremediğim içindir. Hemen hemen herşeye ağlayarak karşılık veriyor. Gün sonunda baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk ve üzerinde ağlama sesi inanılmaz kötü geliyor. Emiziğini kaybediyor ağlıyor, ayağı takılıp düşüyor ağlıyor. Onunla oynayacak gücü kendimde bulamıyorum. Belki de çok geç yaşta çocuk sahibi olduk. Belki 30 lu yaşlara varmadan olmalıydı. O zaman kendimizde bu gücü bulabilecekmiydik, bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğim.
Selin 21:30 gibi uyudu. Ama uykusu çok hafif. Süreki uyanıp ağlamaya devam etti. Uykusu hafif olunca kendi yatağına da alamadık. Bizim yatağın büyük bir kısmı ona ayrılmış durumda. Biz sığıntı gibi, evsiz insanların bank üzerinde uyumak için büzüştüğü bir durumda uyuyoruz. Bir ara yine ağlamaya başladı. Hilmiye koştu gitti yanına. Ben TV izliyorum. Bu aralar Shameless dizisine sardım. Baktım ağlama sesleri kesilmiyor. Merak edip bakmaya gittim. Beğerse bizimki kolunun üzerine yatmış ve kolu uyuşmuş. Minik ellerinde can yok. Dokununca da ağlıyor. Ovarak geçirmeye çalıştık ama izin vermedi. Uyuşukluk geçene kadar ağladı. İğrenç bir duygudur bilirim. Kol karıncalanır ve hissedememek insanı çok rahatsız eden bir duygudur. Sonrasında tekrar uykuya daldı. Uyku sırasında inanılmaz hareketler yapıyor. Yatak içinde 360 derece hareketler yapıyor. Arıların yaptığı dans gibi dönüp duruyor. Hilmiye yüzü ona dönük uyuyamıyor artık. Suratımızda bir da topuk darbesi hissedebiliriz.
Sabah 6 gibi işe gitmek için uyandım. Selin de uyanmış. Kendi yatağının başında bulunan lambanın düğmeleri ile oynuyordu. Bir gayretle kalktım. O arada “şüt şüt şüt” demeye başladı. Karnı acıkmış ve süt istiyor. Ilk iş süt ısıtıp vermek oldu.
Bazen TV izlerken aksiyon, kavga vs gibi yüksek sesli görüntüler oluyor. Biz konuşmaya dalıp unutabiliyoruz. Selin bu durumdan rahatsız olup sesini kısmamızı istiyor. Ve ne diyor biliyor musunuz: Sesi, Sesi, Sesi.