Dün akşam evde yine bir kriz daha vardı. Uykusu olduğu halde bir türlü uyumak istemedi. Yaren 2 gündür bizde kalıyor. Gece gündüz onunla oynamaya doymuyor. Oyunun yanı sıra Yaren ona yeni şeyler de öğretiyor. Konuşma eğilimi üst seviyelerde. Sürekli birşeyler söyleniyor. Çoğunu artık anlayabiliyoruz. Bazı yanlış söylemlerini de düzeltmeye başladı. Dün her zaman Lambaya “Manni” derken bir anda Lamba diye düzeltti. Dün işten gelince hemen boynuma sarıldı, parka gitmek istediğini söyledi. Üstümü değiştirip hemen Selin’i hazırlamaya başladık. Ayakkabılarını almış eline Şengüle birşeyler söyleniyor. Şengül’e hala kıcaba “Ş” diyor.
– Ş, Ayakkabı giydir. Parka git…
Parkta biraz oynadık. Ama çocukların hepsi sevecen olmuyor. Selin yaşındakiler beraber oynamak yerine tek başına oynamaya meyilli. Selin de tam tersi onlarla oynamak istiyor. istediği tepkiyi alamayınca da şaşırıyor. Dün de eline bir kaç tane çubuk kraker vermiştim. Hemen gitti çocuklardan birine seslendi “-Kardeeeşşşş” Elindeki çubuk krakerlerden uzattı. Ama çocuk almadan gitti. Bir bağ, bir arkadaşlık kurmaya çalışıyordu. Olayınca getirip bana yedirtti. Sonra elindeki topu başka bir çocuğa verdi. Onun da geri atacağını düşündü ama çocuk alıp uzaklaştı. Belkide o yüzden yaşça büyük çocuklarla oynamayı tercih ediyor. En azından onlar kendisine tepki verebiliyor, onunla ilgileniyor.
Oyunlara sonra evde devam ettiler.Yaren ona kitaptaki nesneleri sordu o cevap verdi.Ona sayılar ve renkleri öğretiyor. 1-10 arası sayıları takılsa da artık biliyor. Genelde 2 ve 4 rakamlarını atlıyor. Renklerdende Sarı’yı bazen karıştırıyor. Yaren ona anlatırken hiç sıkılmadan dinliyor, sorularına cevap veriyor. Biz anlatırken genelde çok dikkatini vermiyor. Hemen başka birşeye yöneliyor. Ama Yaren onun için farklı. Saatlerce vakit geçirebiliyor. Saatler 23:00 gösterdiğinde uyumaya gittik. Ama Selin odaya bile girmek istemiyordu. Yaren’in yanına gidip koşu bantının üzerine çıkmak, onunla hala oynamak istiyor, bir taraftan da yogun düşen gözlerini kaşıyordu. Hilmiye de uyutmak için bayaa çaba sarfetti ama başaramadı. Yaren’i de yanına yatırdık. Ağlamaya devam… Uykumdan vazgeçtim artık, yanına gidince boncuk boncuk dökülen gözyaşlarını sildim. Bana sıkı sıkı sarıldı. Salona geçtik. Ağlamaktan terlemiş, kıyafetleri ıslanmıştı. Hemen yeni bir body ve tshirt diydirdim. Biraz orada oynadık. Resim yapmak istiyordu. Masaya bir kağıt ve boya kalemlerini koydum. Sandalyeye oturdu. Bir yanına Yaren diğer yanına ben oturdum. Bana güya yaptığı resmi anlattı, bir taraftan da karaladı kağıdı. Yalancıktan da olsa, güneş, bulut, ağaç, at figürleri yarattı kağıt üzerinde. Sabırla dinledik, gerginliğinin geçmesini bekledik. Saat artık 24:00 olmuştu. Yaren’i yatağa gönderdik ve biz de odamıza geçtik. Biz yanyana uzandık. Karanlık olmaması için odayı aydınlattım biraz. Bir süre daha söylendi kendi kendine…
-Yaren, uyudu. Ş, eve gitti. Bahar kule yaptı, Selin devirdi. Bahar kızdı. Nabi evde, Aynur beni sevdi…
Yarım saat içinde uykuya dalmıştı…