Cuma günü akşam Hilmiye çok kötü durumda eve geldi. Grip olmuştu. Kendini zorlasa da Selin’e bulaşması çok gecikmedi. Pazar günü Selin de kapmıştı virüsü. Fakat Selin daha yeni hastalıktan çıktığı için biraz daha dirençli çıktı. Hala neşesi, enerjisi yerinde maşallah. Hilmiye şirket doktoruna gitmiş ve işe yaramaz birkaç ilaç almış. Hastalık gidek kötüleşti. Dün akşam da ağlama krizine girince Hisar Hastanesini aradım. Doktor Parol ve Flu tarzı ilaçlar önerdi. Evdeki Paroldan 1 tane verince kendine geldi. Selin de genelde geceleri ateşlendi. 3 gecedir fitil takarak ateşini düşürüyoruz. Bugün de ben işe gitmedim. Öğlen hep beraber Hisar Hastanesine gittik.
Önce İzlem Hn, Selin’i muayene etti. Durumunun iyi olduğunu, antibiyotik vs ye gerek olmadığını söyledi. Sadece, Sinecot adında bir öksürük şurubu yazdı. Onu da ağlamaktan ve çok konuşmaktan boğazı tahriş olduğu için. Eğer geçmezse 2 gün sonra tekrar kontrole götüreceğiz. Selin İzlem Hn.ın odasına girince çok ağladı. Steteskop ile sırt ve göğsünü dinlediği halde “Çok acıdı, çok acıdı” diye ağlamaya başladı. Selin bu aralar İzlem doktorun taklitini yapıyor ve biz de bunu anlatınca bizimki sustu. Ben izlem doktor oldum, Tom’a iğne yaptım dedi. Tom ağlamadı, Tom ağlamadı diye tekrarladı durdu.
Ardından KBB polikliniğine geçtik. Hilmiye muayene oldu. Domuz gribi olduğunu öğrendik. Hastalığı ilk geçirdiği gün şirket doktoruna gitmek yerine hastaneye gitseydi 2 günde atlatırdı. Ama hastalığın en ağır geçtiği zamanları yaşadı ve atlattı. Tamiflu adındaki ilaç domuz gribine iyi geliyor ve 2 günde iyileştiriyormuş.
Dışarıda çok fena kar var. bu yıl hem çok soğuk oldu hem de çok kar yağdı. Selin hastane dönüşü karla oynamak istedi, Pamuk gibi yağıyor, hadi kar yakalayalım dedi. Biraz yürütüp hemen eve geçirdik.