9 günlük tatilin son gününe gelmiş olduk. Bizim şirket tüm haftayı tatil etmişti. Ama Hilmiye bayram öncesindeki son yarım günü bile çalıştı. Bayram öncesi gidip kurbanlığımızı da aldık. Ama kesimini 2nci günü yaptırdık. Selin artık sabhları çok erken kalkıyor, geç yatsa bile… Bayram sabahı da erken kalkıp kahvaltımızı yaptık. Uzaktaki tüm tanıdıklarımızı aradık ve bayramlaştık. Ardından anneannesine gittik. Onlarda kurbanlık olarak koca bir öküz kesmişler. Akşam dönüşte Bahar da bize katıldı. Selinle beraber gidecem diye tutturdu. Kimse onun çığlıklarına dayanamadı ve izin verildi. Bizimle beraber geldiler. Selin çok güzel anlaşıyor onunla. Akşam da beraber uyudular. Ertesi sabah ilk uyanan Bahar oldu. Biz Seline erken kalkıyor desek de Bahar daha bir erkenci. Selin hala uykulu bir şekilde kalktı salonda uzandı ve biraz şekerleme yaptı. Bahar kahvaltıda neredeyse birşey yemedi. Yemek problemi var. Hilmiye ona krep yaptı arasına da Nutella sürdü. 1 tane krepi ancak yiyebildi. Selin’in maşallahı var. Çok güzel kahvaltı yapıyor. Bunlar TV deki reklamlarda Barbie’nin ışıltılı deniz kızı bebeğini gördüler ve istediler. Toyz Shop’un Meydanda olduğunu da biliyor bizimkisi. Gidelim diye tutturdular. Atladık Meydan AVM ye gittik ve ikisine de birer bebek aldık. Selininki kumral, Baharınki sarışın modeli. Ama Selinin bebeğinin pili bitmiş olduğundan çalışmadı. başka bir oyuncağınınkini ona taktık ve Selin’i mutlu etmeyi yine başardık. Sonra Aynur Teyzesi bize geldi. Akşama kadar bizde kaldılar.
3ncü günü ise Aygül Teyzesine gittik. Sabah alışveriş için Migrosa gitmiştik oradan bizimkisi Playdoh oyun hamurları ile yapılan dişçi setini zorla bize aldırttı. Ağladı zırladı ama onu bize aldırdı. Teyzesine giderken onu da yanına aldı, orada onunla oynadı. Akşam eve dönerken hapşurmaya başladı ve burun akıntısı başladı. Ertesi gün ise hastalığın ilk günü başlamış oldu. Hemen izlem hn.ı aradık. Congest ve Agumentin antibiyotik tedavisi önerdi. Ateşi yoktu allahtan ama burun akıntısı ve kulak ağrısı vardı. Herşeye rağmen neşesi, güleryüzü hiç eksik olmadı. Büyüdükçe tadı da artıyor sanki. Bugün biraz daha iyi. Bugün de 29Ekim Cumhuriyet Bayramı. 89uncu yılını kutladığımız bayramın akşam boğazda ışık ve havai fişek gösterisi var. Akşam oraya gitmeyi düşünüyoruz.
Hilmiyenin karnı iyice şişmeye başladı. Dışardan bakıldığında oynaması görülebiliyor artık. Elimden geldiğince ev işlerinde ve Selin’in bakımı konusunda yardımcı olmaya çalışıyorum. Duru artık 8nci ayına girdi ve artık baş aşağı duruma geçmiş. Ayakları yukarı doğru ve sürekli tekme atıp duruyor. Hele Selin’in sesini duyunca daha bir oynuyor. Selin ona şimdi de Melis Duru ismini verdi. Başka birşey dememize izin vermiyor.
Selin büyüdükçe daha bir farklılaşıyor. Onu çok seviyoruz ve bunu her defasında söylüyoruz. Bazen 3ümüz kucaklaşıyoruz. Ben köpüş olup havlıyorum, Hilmiye kedi olup miyavlıyor, Selin de ördek oluyor ve vak vak vak sesleri çıkarıyor. Bayılıyoruz onun vak vak sesi çıkarmasına. Okulda 2 tane ingilizce şarkı öğrenmiş. Hello hello how are you, I am fine thank you. Diğerini ise çok anlamıyorum ama piti pata, piti pata diye başlayan birşey. Ne olduğu hakkında birşey de bulamadım. Ama çok güzel söylüyor. Geçenlerde kendi odasında uyuması için Selin’e birşey uydurdum. Bunu Tv deki çocuk eğitimi programlarında görmüştüm. Eğer çocuklar kendi odalarında uyur ve uyanırsa sabahları prenses olarak kalkarlar. Buna Tv deki yaşça daha büyük çocuklar kanıp uyuyorlardı. Ama Selin hemen cevap verdi. “Ben istediğim zaman prenses olabilirim. Benim kıyafetim var.” Yemedi tabi yanımızda yatmaya devam.
Geçen hafta Öykü Bebek dünyaya geldi. Nihan güzel bir kız dünyaya getirdi. Ablası Derinde hemen değişiklikler başladı. O sessiz çocuk bir anda gitti, daha aktif, kendini göstermeye çalışan bir çocuk oldu. Selin de öyle olacak mı acaba?