Hilmiye izmir’e gitti, 2 gün boyunca Selinle başbaşa kaldık. Şengül yine sabah erkenden geldi ama Selin herşeyi ile benim ilgilenmemi istedi. Akşam olduğunda Derin’lere gittik. Bir sürü çocuk vardı. İzmitten arkadaşımız Seval ve Hüseyin de gelmişti. Onların çocukları Doruk, Senem’in oğlu Taylan da olunca Selin coştu da costu. Dışarda çok fena yağmur vardı. Selin’i arabasına koyup üzerinde de yağmurluk geçirdim, ıslanmadan gidip geldik. Orada herkese “Annem izmire gitti, bana Baba ve Şengül bakacak” dedi. Akşam eve geldiğimizde Şengülü sordu. Evine gittiğini söylediğimde “Hani bana baba ve Şengül bakacaktı?” diye sormaz mı. Banyomuzu yaptık, saçlarımızı kurutup, dişlerimizi de fırçalayıp hemen yapttık. Başta biraz annesini istese de hemen oyuna dalıp beraber sarılıp uyuduk. Ertesi gün akşama doğru havaalanına gidip Hilmiyeyi aldım. Selin biraz küs gibi yaklaştı, biraz zaman geçince tekrar beklenen ilgiyi gösterdi.
Akşamları diş fırçalama seansımız tiyatro edası ile geçiyor. Yalan Dünya adında bir dizi var. Çok komik, her hafta izliyoruz. Zahter, Yazgı ve Civanım karakterleri var. Bir bölümde zombi olmuşlardı. Dişleri kapkara yapmışlar, dişlerini göstererek konuşuyorlardı. Zahteeerrrr, Yazgııııııı, Civanııııımmmm replikleri vardı. Biz de Selinle önce dişlerimizi fırçalıyoruz, iyice köpük olunca birbirimizi dişlerimizi göstererek, Yazgııı, Zahteeerr, Civanııım diyerekten fırçalıyoruz. Çok eğlenceli olduğu gibi Selin de böylece rahatça dişlerini fırçalıyor.
22Nisan Pazar günü benim doğum günüm vardı. Selin sabahtan gelip doğum günümü kutladı. Çok çok mutlu etti beni. Öyle güzel cümleler kuruyorki bazen hem şaşırıyorum, hem seviniyorum bazen de gözlerim ıslanıveriyor. Hilmiyenin almış olduğu güneş gözlüğünü Selinle beraber gelip verdiler. Arkadaşım Nadir’de gece 12 olmasını beklemiş, telefon açıp kutladı. Çok mutlu oldum. Sabah erkeden evden çıkıp Caddebostana gittik, saatler sürek yok ve trafik yüzünden yorulduk, üstüne bir de park yeri bulamadığımız için Maltepe tarafına gittik. Sahilde yemek yedik. Yan masada oturan bir kız Selin’e Pepee’nin uçan balonunu hediye etti. Sonra koçtaşa gidip evin yolunu tuttuk.
23Nisan bu yıl pazartesiye denk geldi. Sabah kalvaltımızı edip, Aynur Teyzesine gittik. Baharla çok iyi anlaşıyor. O gün Selin’in günü olduğu için o ne isterse onu yaptık. Bahara gitmek istediği için de oraya gittik. Baharla yaptıkları saohbet çok güzel, dinlemeye bayılıyorum. 2 tane bastıbacak kibar kibar birbirleri ile sohbet ediyorlar. Bahar bir ara kakasını yapmak için tuvalete oturdu. Selin’in de altına bez bağladık, o da karşısına geçip beraber kaka yaptılar. Yaparken de Selin masal anlatıp durdu. Kırmızı başlıklı kızı anlatıyordu. “Bahar biliyor musun, kızmızı başlıklı kız bir gün kurtbabanın evine gitmiş masalda burada bitmiş!” Bahar hemen sonunu getirdi; “Kurtbaba kızmızı başlıklı kızı yedi, masal öyle bitiyor.” Selin hemen devam etti; “O zaman ben sana yeşil başlıklı kızı anlatayım mı Bahar!” Bahar da; “Yeşil başlıklı kız yok ki kırmızı başlıklı kız var” sohbet bu şekilde uzayıp gitti.
Bugün Selin’i telefonla aradım, uyku sersemi olduğu için benimle konuşmak istemedi. Öğlen uykusundan yeni uyanmıştı. Akşam eve geldiğimde sarıldı bana. Ben de çocuk parkına götürdüm. Sevinci çenesine vurdu, sürekli birşeyler söyleyip durdu. Bana rüya gördüğünü anlatıyordu. Güzel bir rüya görmüş ve çok mutlu olmuş. Ama ne gördüğünü söylemedi. Parkta yine arkadaşı Yasemin’i gördü. Yasemin onu salladı, tahterevalliye bindirdi. Selin ne isterse onu yaptı. Eve gitmek istemedi bir türlü. Hilmiye de yanımıza geldi , Bim markete gidiyoruz diye ikna ettik. Bim’den her zamanki gibi içinde oyuncak olan renkli toplardan alıp geldi. Karnı da acıkmış olsa gerek, hilmiye yumurta vereceğini söylediğinde “Boşversene ya, ben yemek yiyecem” demez mi.