Bugün saat 10’daki Doktor randevumuza gitmek 8:00 da kalktık. Ben bir tost yaptım herkes yedi. S içinde mama hazırladık, aşı olduktan sonra vermek için. S, karnını annesini emerek doyurdu. Medipol’e 9:30 gibi ulaştık. Eşim ve Annem ve S arabada bekledi. Ben hastaneye girip bir kolaçan edecektim. Birol Saral’ın odası değişmiş. Hastanenin web sayfasından şikayet mektubu yazmıştım, acaba onu mu değerlendirdiler diye geçirdim içimden.Medipol yoğun çalışan bir hastane; SSK hastalarına da bakıyor. Çocuk doktorları hastane girişinde bulunuyor. Hastanenin en yoğun olduğu kat yani. Diğer bölümlere gidecek hastalar bile oradan geçiyor. Yol geçen hanı oluşunun ve randevusunun saatini bekleyen hastalarla birleşince çekilmez hal alıyor. Oturacak yer bile yok. Başkalarından mikrop bulaşıp hasta olmak an meselesi yani. Şimdi Birol Saral’ın odasını diğer blok’un 1nci katına taşımışlar. Onun eski odasını da boş alan yapmışlar. Birazcık ferahlamış. Ama yine de yetersiz. 1nci kata çıktım Birol Bey ameliyata girmiş. Kapısı önünde bekleyen 3 aile vardı. Az ileride de ağızları maskeli bir kadın ve bir çocuk oturuyorlardı. Sürekli burunlarını silişlerinden grip hastası oldukları belliydi. Hastanenin görünümü karantina alanı gibiydi. Belkide psikolojik olsa gerek burnum kaşınmaya başladı. Doktoru bekleyemedik. Bebeğimi o ortama sokmak istemedim. Hele ki domuz gribinin şu günlerde 60 can aldığını bilince.
S’nin bu ay yapılması gereken 2 aşısı var. Rota ve Verem aşıları. Rota benim için biraz daha önemli. Çocukluğumda Zehirli ishal olarak bilinirdi. Çok ağır atlatmışım Rota hastalığını. Hastalarca hastanede yapmış, serum ve iğneler yemişim. Ölümden kıl payı kurtulduğumu anlatır annemler. O yüzden kızımın bu hastalığı çekmesini özellikle istemedim. Neyse, biz Medipolün kapısından dönüp doğruca doğduğu hastaneye gittik. Oradaki doktorların randevularu aşırı dolu olduğundan kimse almak istemedi. Bugün başlayan bir prof bayan doktor vardı. Ona gösterdik. Yaşlı bir doktor olduğu için gözleri biraz zayıf ve ilk günü olduğu için acemiliği vardı. Kitaplarını karıştırdı, baktı, etti, tam bir akademik show’dan sonra ben bu aşıları vurmam dedi. Rota için; 2nci ayda yaptırılacaktı, Verem aşısını da ben vurmuyorum, Verem Savaşa gidin dedi. Bizi inandırmak için birkaç ingilizce döküman çıkarıp gösterdi. Verem için söyle bir uygulama var. Eskiden Verem aşısı sadece Verem Savaş Dispanserlerinde yapılırmış. Özel hastaler şimdilerde yapıyorlar ama aşı sayılı geliyormuş. Ayrıca aşı haftanın sadece 1 günü yapılıyor. Birol Bey tam kızımınızın doğduğu gün olan 12.11.2009 perşembe gününü vermişti. Tabi ben Perşembe günü Verem aşısı günü olduğunu düşünemeyip bugün’e randevu aldım. Neyse o hastaneden de çıktık. Yolda durup Birol Bey’i aradık. Fakat Cepten dahi ulaşamadık. Hastaneyi defalarca aradık, çok yoğun olduğunu öğrendik. Hastane hemşireleri P.tesi yada Salı gelmemizi önerdiler. Bu yolla başarılı olamayınca Fazlı Bey’i aradık. Biraz sinirli bir şekilde açtı telefonu. O da aşılarını yapmak istemedi. Verem aşıları zaten bitmiş. Haftaya da olmayacakmış.
Aklımıza Kadıköy Şifa geldi. Ateşehir Kadıköy Şifaya gittik. Durumumu oradaki hepşireye anlattım. Doktorlar konuşup bir süre sonra geldi yanıma. Tamam bebeğinizi alıyoruz dedi. Hemen S’yi arabadan getirdik. Hastane çok güzel, temiz ve fazla kalabalık değildi. Neden daha önce Kadıköy Şifa’ya gitirmedik ki? Doktorumuz Uzm. Dr. Keyhan Fidan’dı. Yaşadıklarımızı konuştuk. Bekleyin birazdan gelecem dedi. Bir süre sonra bizi odasına aldı. Odasında bebekleri oyalayacak oyuncaklar. Minik masa ve sandelyeler vardı. S’yi sevdi biraz. Herşeyini kontol ve muayene etti.Rota aşısını istedi hemşireden. Rota aşısı ağızdan verilen bir aşıymış. Biberon gibi bebek emiyor. Tadı güzel olsa gerek S lıkır lıkır içti, ağzını şapırdattı, daha ister gibi bir hali vardı. Hemşire Keyhan Hn’a seslendi; “Hocam bu 2nci dozu da istiyor” Cuma günü de randevusuz gelin Verem aşısını yapayım dedi. Nihayet bu sıkıntımız da bitmişti. Bundan sonra doktorumuz Keyhan Fidan. Çok sevecen, tatlı bir bayan Keyhan Hn. Farsça bir isim ve unisex olarak kullanılıyor. Anlamı Dünya demekmiş. E benim kızım da Dünya tatlısı işte.
Akşamda Nihan’lara gittik. Ben Enginle beraber spor salonuna gittim. Döndüğümüzde biraz daha oturduk, çay içtik. S bu günün kakasını orada yaptı. Son bezi de böylece kaka olmuştu. Altını yıkadılar ve kurulama bezini sarıdılar. Doğruca eve geldik. Dışarıda inanılmaz kötü bir hava var. Herkes doğalgaz yerine kömür yaktığı için eve girer girmez is koktuğumuzu farkettik. S’yi bu havalarda dışarı çıkarmamak lazım. Acaba eve de hava temizleme makinası almalımıyım bilmiyorum.