Bu ay oldukça hızlı bir gelişimi var. Ağzım açık hayretler içerisinde kalıyorum. Hergün yeni birşeyler öğreniyor ve uyguluyor. 23 Nisan tatili Cuma gününe gelince 3 günlük bir tatilimiz oldu. Biryerlere kaçamadık ama bol bol dışarı çıkıp geziyoruz. Bu sabah erken uyanmış kendi kendine oyunlar oynuyordu. Yanına uzandım izledim biraz. 2 elinde de birer emizik, bir birini, bir diğerini ağzına sokup çıkarıyordu. Uyurken de emiziğini gözü kapalı buluyor, evirip çevirip ağzına koyabiliyor. izlerken çok komik oluyor.
Dün hava çok sıcaktı. Enginlerle beraber Saklı Cennet’e kahvaltıya gittik. Hilmiye’nin arkadaşları da gelmişler. Selin’i bir ara onlar kendi masalarına götürdürler. Yabancılamadan onlarla oturdu. Bu aylarda başkalarını yabancılayıp korkmasını bekliyorum ama olmasın diye de sık sık başkalarının kucağına verip vakit geçirmesini sağlamaya çalışıyorum.
Bugün de hava çok çok sıcaktı, ilk defa kısa kollu giysilerle dışarı çıktık. Başına da beyaz bir şapka. Sabah uyanıp biraz oynadıktan sonra çocuk bahçesine gittik. Sonra da Kartal sahilinde biraz yürüyüş yaptık. Mc Donald’s da yemek yedik, ardından Koçtaş’a girdik. Bir ara Selin sıkıldı ve huysuzlanmaya başladı. Kendi arabasından çıkarıp, alışveriş arabasının üzerine çıkarttım. Çok hoşuna gitti, bir ara market içinde çığlıklar, hoplamalar yapınca yanından geçenler sevemeden gitmedi. Bana çok alıştı sanki. Hatırlıyorum da ilk zamanlar mamasını kendi ellerimle yapar, kendim içirtirdim ki bana alışsın, benim kucağımda da dursun. Belki yaptıklarımın mükafatıdır bana bunlar. Bir ara saçımı kestirmeye ve arabayı yıkatmaya gittim. Biraz zaman geçince Selin’in gözleri beni aramış. Eve gelince yalancıktan ağlamaya başlıyor ki kendisini kucağıma alayım. Gelir gelmez sevdim biraz yine dışarı çıkardım. Salıncakta bir süre sonra başı yana düştü, gözleri kapanmaya başladı. Eve getirdim, doğruca yatağa. Eskiden benimle pek uyumazdı, ille de annesi yanında olacaktı. Ama şimdi birbirimize sarılıp uyuyoruz. Ona şarkılar mırıldanıyorum, gözleri hipnoz olur gibi kayıyor hemen. Mümkün olduğunca onunla vakit geçirmeye çalışıyorum. Normalde dün Şengül gelecekti, ama ertesi gün gelmesini istedik. Ama bugün de arayıp iptal ettik. Hafta sonu tatilinin her anında onunla olmak istedik. Hele ki böylesine güzel bir havada sinemaç salonuna girmektense Selinle dışarda dolaşmayı tercih ederim.
Yürüteç meselesinde de gelişmeler var. Sadece geri viteste çalışan bacakları artık düz vitese de geçebiliyor 🙂 Bir kaç gündür ileri, hemde hızlı bir şekilde sürmeye başladı. Bu yüzden bugün halıları kaldırdım ki rahat gezinebilsin. Hata bir ara ileri giderken önüne bir engel takıldı, hemen sağ sol yapıp engeli de aşıp devam etti. Şaşkınlık içerisinde izledim kendisini.
Beslenmesi de güzel. Yemeklerinde eti çok seviyor, koca bir kase yemeği rahatlıkla bitiriyor maşallah. Bugün ona kolaylık olsun diye yemek malzemeleri hazırladım. Havuç+Patates+Soğan+Karnıhabar dan oluşan karışımları küçük küçük poşetleri hazırlayıp derin dondurucuya attım. Hazırlamak istediğimizde çok pratik olacak. Geçenlerde tavuk eti koyduk ama pek beğenmedi. Akşamları yaptığımız muhallebiyi de iştahla indiriyor mideye. Ama ben çok vermek taraftarı değilim. Onun yerine yemeği arttırmak istiyorum. Evde hazırladığımız meyve pürelerini de sevmedi. Bu yüzden bebelac’ın meyve pürelerinden alıyoruz. Kavanoz yemekleri ile pek arası yok, evde yapılmışları daha çok beğeniyor. Yoğurtla da arası yok.
Onunla oyun oynamak çok zevkli olsada canım çok yanıyor. Geçenlerde alnımın ortasında, yukarıdan aşağıya doğru bir çizik attı. Ninja kılıcı gibi tırnakları var. El çabukluğu ile nasıl bir anda hamle yaptığını anlayamıyorum bile. Daha önce de kulağı çekip, yeni dişleri ile siftah yapıp bir ısırık atmıştı, hatta bişlerinin biri öylesine etime geçmiş ki kanamıştı. Onun canı sağ olsun da ben kendiminkinden vazgeçerim.