Geçen hafta sonu şirketin gezisine katılmıştım. 2 gün Abant- Yedi Göller gezisi yaptık. Çok eğlenmiş ve güzel resimler çekmiş olsam da Selin’i çok özlemiştim. Hilmiyeyi aradığımda arkadan Selin’in sesi geliyordu. -Anne kim, kim? Her arayanı merak ediyor. Ağlamasın diye arkadaşım diyor tabi. Benim sesimi duysa ağlamaya başlar. Ama geçenlerde Hilmiye işyerinden evi aramış, Selinle telefonda konuşmuş, fakat hiç ağlamamış. Cumartesi çıkmıştım yola, Pazar akşam saatlerinde geldiğimde Selin uyumuştu. Yanına biraz yattım, onu defalarca öptüm, biraz kımıldadı, yatakta döndü. Taaki Pazartesi akşama kadar konuşamadık. Artık Selinle daha bir başka anlaşıyoruz. Artık istemediği şeyleri yapmıyor. Zaten onu az görüyoruz, bir de üzmek istemiyorum. Kendimle bir karar aldım, artık kızmayacağım. Kızgın olduğum her vakit bana söylediği, yüreğime zıpkın gibi batan sözcükleri aklıma geliyor. “-Baba beni dövme” Zaten dövdüğüm yoktu, ama kızmam onu etkilemiş olmalı. Hilmiye de bazen sinirlenip kızdığı oluyor. Özellikle uyku vakitleri geldiğinde. Arada bir bağırıp -Defol git yataktan! dediği oluyordu. Bu bile aklında yer etmiş olmalı ki, dün akşam annesine şunu dedi: “-Anne bana bir daha defol deme!”
Dün akşam çok iyi vakit geçirdik. Akşam eve giderken ona pastel kalem, fosforlu kalemler ve defter aldım. Çok sevindi ve “-Baba bunu sen aldın” dedi. O kalemlerle oyalanırken yüzmeye gittik. 1 saat sonra eve dündüğümde artık onundum. Hilmiye de TV izlerken biz Selinle oynadık. Ben “bu fasulye yedi buçuk lira” şarkısını söyledim o oynadı. ter içinde kalınca üstünü değiştirdik. Sonra oynamaya devam etti. Daha önce aldığım legolarla kuleler yaptık. Sonra çay içerken bana bir tabak çerez getirdi. Kendisi sadece fındıklardan yiyor. Ardından yerlere yatıp biraz güreştik. Ben eşek oldum o üstüme çıktı. Odalarda dört ayak dolaştık. 21:30 gibi yatma vakti geldiğinde hep beraber dişimizi fırçaladık. Önce kendisi fırçalar gibi yapıyor ardından biz alıyoruz fırçayı. Dişler tertemiz. Odaya geçtiğimizde taburesini aldı, üzerine çıkıp ışıkları kapatıp açtı. Sonra da Tablet pc yi kucağına alıp müzik dinledi, çizim yaptı ve uykusu gelince de uyudu. Dolu dolu bir gün oldu benim için
Pazar günü Kurban Bayramı. Bu yıl bayramın güzel geçeceğini umuyorum. Etrafımızda üzücü o kadar olay var ki, küçük şeylerden mutlu olmayı bilmeliyiz değil mi.