Önce dünden birkaç notlar eklemek istiyorum: Dün Aynur Teyzesine gittik. Ben Kerem’le beraber istinye Park’da Avatar filmini izlemeye gittim. Selin ve Hilmiye beraber uyumuşlar. Biz sinemadan gelene kadar 2-3 saat uyudular. Evde döndüğümüzde Selin’e banyo yaptırdık. Ben biberon ve emziklerini kaynattım. Mamasını hazırladım, rezene çayı falan yaptım. Sonra tekrar uykuya daldı. Ardından Engin ve Nihan geldi, onlar giderken 11:30 gibi Selin uyandı. iyice uykusunu aldığı için cin gibi gözlerle bakıyordu. Beraber onun odasında uzunca bir süre oynadık. Annesi kendi yatağına yatırmıştı, ben de zorla sığsam da onun yanına küçük yatağına uzandım. Belinden tutup ayağa kaldırdım, arkasını dönüp bana bakıp gülüyor sonra kafasını çeviriyor, oyunlar oynuyordu. Kızım kendi kendine ceeee der gibi oyun oynamayı öğrendi. Saat artık 1:30 olduğunda hala ayaktaydı. içtiği antibiyotik şurup yüzünden ishal olmuş 2-3 kez kaka yapıyordu. Dünün son kakasını da gece 1:30 gibi yaptı. Beraber altını temizledik. Allahtan çabuk uykuya dalmış. Selini oynayarak yormasam daha da uyuyacağı yoktu. Ama itiraf edeyim ben de çok yorulmuşum. Benim kucağıma geldiği zaman sürekli hoplamak istiyor. Kollarım ağrıyana kadar onu hoplatıyorum.
Sabah 7:00 gibi ben kalktım. Hilmiyeyi uyandırdım, Kayınvalide de evdeydi, o da uyandı. Güzel bir kahvaltı hazırladım. yarım saat sonra Şengül geldi. Beraber kahvaltımızı yaptık. Sonra kızımın yayına uzandım, uyumuşum. 8:30 gibi yüzümde Selin’in ellerini hissettim. Gözümü açtığımda boncuğum uyanmış bana bakıp gülüyordu. Biraz daha oyun oynadık, mamasını hazırladım, ilaçlarını verdik ve doktor kontrolü için Keyhan Hn.a gittik. 2 gün daha Fluibron öksürük şurubunu, 5 gün de antibiyotik şurubu kullanmamızı söyledi. Öksürüğün şiddedi biraz biraz azalmış, iyileşmeye başlamıştı. Doktorumuzdan, hemşirelere kadar herkes sevdi, kucağına aldı. Maşallah bizim kızımız çok mutlu bir bebek. Hasta da olsa yüzünden gülücük hiç eksik olmuyor.
Eve döndüğümüzde ilaçlarını vedik. Burnunda biraz koyulaşmış sümük vardı, peçeteyi kıvırıp onu aldım, ama bana çok çok kızdı. Gözlerinden yaş geldi. Canı acımadı aslında sadece sinirlendi, huysuzlandı. Hilmiyenin de işe gitmesi gerekiyordu ama bırakıp gidemedi. Zaten kahvaltı yaparkende eşim kötü oldu. Kızından ayrılıp gitmek zoruna geldi, gözler ağlamaklı… Ama buna da alışacak tabi, zaten kızımızı bir yabancıya da bırakmıyoruz ki, Şengül bizim akrabamız sonuçta. Eşim huysuz kızımızı bırakıp gidemedi tabi, ben işe gitmek için yola çıktım. İşe vardığımda eşim de taksiye binip işe gidiyordu. Bakalım ilk iş günü nasıl geceçek…
Gece 1:30 daki görüntüleri: Gözler cin gibi maşallah:
Gerçekten mükemmel yazılar yayımlıyorsunuz. blogunuzu Google ile buldum. RSS takipçime ekliyorum. Yayınlayacağınız bütün yazılarınızı heyecanla bekliyor olacağım. Teşekkürler.