Geçen hafta tatile sonunda çıkabildik. Aslında bu tatili 1 ay öncesinden yapacaktık ama boncuğum hasta olunca ertelemiştik. Bizim için bir çok ilk yaşanacaktı, o yüzden çok endişeliydik. İlk uçak deneyimini, ilk denize girme, evden çok uzakta ilk tatil, herşey soru işaretiydi. Pazar gününden bütün hazırlıkları yaptık. Selin’e kocaman bir bavul hazırladık. ihtiyacımız olan herşeyi koyduk. Tatilimize eşimin ablası da ailecek katıldı. Bahar+Kerem+Aynur+Nabi. Onlarda akşamdan gelip bizde kaldılar. Pazartesi sabah 5:00 gibi kalkıp hemen taksiyi çağırdık ve 5:30 gibi de havaalanına doğru yola çıktık. Selin uçağa biner binmez uyudu. inene kadar da uyanmadı. Havada bir ara mırıldandı, hemen yanımızdaki suyu verdik. Emziğini de ağzından hiç çıkarmadı. Emzik ve biberondaki su kulaklarına uygulanan basıncı dengelemiş olsa ki çok mızmızlanmadı. inerken de uyanıktı ve keyfi yerindeydi.Uçağın tavanındaki ışıklara, düğmelere uzanmaya çalıştı. Çok neşeliydi.
Antalyaya iner inmez bizi bir cehennem sıcağı bekliyormuş. Hemen SecureDrive’dan kiraladığımız servise binip doğruca otele gittik. Kemer-Tekirova yakşalık 1,5 saat sürdü. Otelin adı Palmariva Club Saphire. Gider gitmez Selin’in karnını doyurup, bizlerde yemek yedik. Otelin odaları biraz eski olmasına karşın, çevre, deniz, yemekler mükemmeldi. Öğleden sonra ilk deniz deneyimini yaşadık. Selin biraz korktu ama su o kadar sıcaktı ki bir süre sonra alıştı. Ertesi gün ise hiç korkmadan direk denize girdi. Sonraki günlerde ise artık su ile oynamaya ve ayaklarını çırpmaya başladı. Akdeniz biraz tuzlu olduğu için Selin gibi bizim de gözlerimiz yandı. Yüzüne sürdüğümüz güneş kremi de göze temas edince kızarıklık oldu. Sonraki günler alın bölgesine krem sürmedik. Alın bölgesini ise sürekli ıslattığımız şapkalar ile koruduk. Selin’in son günlerde hali görülesi anlardandı. Suyun içinde gerçekten çok eğlendi. Ada şeklindeki deniz simiti çok işe yaradı. Ön tarafındaki çıkıntıyı sıkınca ses çıkıyordu. Selin bol bol eğlendi. Arada bir kucağıma alıp beraber baba-kız denizin keyfini çıkardık. 6 gün çok hızlı geçti. Selin’in ayakkabılarını evde unutmamıza çok kızdık. Yanımızda 2 tane ayakkabı vardı. Birisi parmak arası terlik; bunu hiç kullanamadık, ayaklarını acıttı. Diğeri zara’dan aldığımız terlik. Onu da Selin çok sevmedi. Ayağına biraz büyük geldi, sürekli ayakları ters hareket yapıp durdu. yürüteceğimiz zaman çorapları giydirip ayakkabısız yürüttük.
Kerem biraz sıkıldı, çünkü otel Rus turislerle kaynıyordu ve hiç arkadaşı yoktu. Babası ona arkadaş oldu. Sürekli açık büfelerin ve havuz kenarında dolandığı için Keremi bulmak kolaydı. Bahar ve annesi bol bol yemek kavgası yaptı. Bahar yemek yememekle direnince annesi de yedirmek için direndi.
Dönüş uçağımız Pazar sabah 8:45 deydi. 5:30 gibi kalktık. Selin de bizimle beraber kendiliğinden kalktı. Onu 6:00 a kadar kaldırmayı düşünmüyorduk ama kendisi uyandı ve yatağın ortasında oturup sessizce bizi izledi. Hemen Restoranta inip sıcak su aldım ve biberona onun muzlu+bisküvili yemeğini hazırladık. Lobide servisi beklerken de yemeğini yedi. Uçağa bindiğimizde bir an emziği ağzından düştü, zorlukla aldım ama tekrar düşürdü ve ön taraflara doğru gitti. Tam uçak kalkmak üzere olduğu için ayağa kalkıp çantasından yeni emzik de alamıyorduk. Öndeki oturanlardan rica ettik ve buldular. Emzik olmadan uçakta çok zorlanırdık. Basınç bizlerin bile kulaklarını etkilerken, bebekler için daha zor geçtiğini düşünüyorum. Önlerde bir başka bebek uçuş boyunca ağlayıp durdu. Belkide emzik kullanmıyordu.
Sonuç olarak bu tatilde çok eğlendik. En çok da Selin. Selin üzerinde çok olumlu etkileri oldu. Kalabalığa biraz alıştı. Gürültü artık eskisi kadar onu korkutmadı. Anfi tiyatroda gösteri bile izledi. Yemek yemesi problem yaratmadı. Yemeklerini iştahla yedi. Hatta iştahı açıldı diyebilirim. Bol bol yüzdü, güneşten D vitaminini aldı. Daha cıvıl cıvıl, konuşkan bir hale geldi. Tabi dilini hala anlamış değiliz. Anladığımız şeyleri de var. Otelde kuşlar biraz evcilleşmiş ve insanlardan çok kaçmıyorlardı. Selin yanımıza gelen kuşu eli ile gösterip cik cik demeye başlamıştı. Kedi gördüğü zaman seviniyor ve dokunmak için atılıyor. Hatta otele bir ara gezi yapmak için deve getirmişlerdi. Herkesin korkarak yanaştığı develere sevinçle yaklaşıp başını okşacı ve cici cici demeye başladı.
3 gün sonra kızım 1 yaşına girmiş olacak. 14 Ağustos Cumartesi günü Aynur Teyzesinin evinde bir doğum günü düzenleyeceğiz. Şimdiden nica yıllara bebeğim. Bizi çok mutlu ettin.