2 gündür canım Duru’nun durumuna sıkılıyordu. Zırt pırt kamera ile bağlanıp bakıyorum. Normalde hiç huyum değildir evi izlemek. Ama kendimi tutamıyorum, acaba yürüyormudur, acaba hala dizlerinin üzerinde mi geziyor. Akşam eve geldiğimde ilk sarılan bana Duru oluyor.Selin biraz daha cool bir vaziyette birşeylerle uğraş içinde oluyor. Hoşgeldin demeyi daha Selin’e öğretemedim. istiyorum ki o da koşup sarılsın, hoşgeldin desin. Muhtemelen aynı zaman içinde eve girdiğimiz için olsa gerek. Kendisi de kısa bir süre önce eve girmiş oluyor. Duru bu akşam çok ciddi bir şekilde yürüdü. Hatta ayağına takılan cisimlere rağmen dengesini korumayı başardı. Hala parmak ucu devam etse de salondan mutfağa kadar dönüşleri alarak gidebildi. Beni çok sevindirdi ve umutlandırdı. Umarım kısa zaman içinde de düz basmayı öğrenir.
Bu hafta sonu Selin’in paskalya gösterisi var. Okul dandik bir kıyafet hazırlamış. Çok özensiz. Bizden istedikleri beyaz tshirt üzerine baskı yapmak yerine zımba ile paskalya yumurtası resmini zımbalamışlar. Teller tenine batıyor. Hilmiye hemen internet üzerinden baskı verip sipariş etti. Çok da güzel yapmışlar. Okul masraf olmasın diye bahane sundu. Gösteriyi çok merak ediyoruz. Normalde Selinin söyleyecekleri fener bayramı ile ilgiliymiş galiba. Ama bizimkinin ebzerinin güçlü olması daha zor olan Paskalyayı almasına neden olmuş. Buna biraz kızgındı.
Antibiyotik kelimesi Selin için hala antibotik. Çok seviyorum onun antibotik demesine.