Sabah annemle birlikte Sabiha Gökçen Havalimanına gittik. Beklenen son gelmişti artık. S’nin babaannesi yaklaşık 4 aydır yanımızda. Kızımın doğduğu andan beri yanımızda. Ona o kadar alışmışız ki, yokluğu hepimize çok koyacaktı. Havaalanına vardığımızda checkin yaptırmak için gişeye girdik. Oradaki bayanlar bizi bayağı oyaladı, rezervasyonu bir türlü göremiyorlardı. Yukarıda Sunexpress/THY yazmasına rağmen onlar sadece ortak uçuşları görebiliyorlarmış. Annemin uçağı ise direk THY uçuşu. Neyse biraz oyalandıktan sonra doğru gişeyi bulabildik. Tabi bu arada satış gişelerini, kiosk denilen makinaları da denedik. THY’nin kendi bankosuna gittiğimizde kapıların kapandığını öğrendik. uçuşa daha 20 dk olmasına rağmen uçağı kaçırmıştık.
Hemen akşam uçağına ceza ödeyip bilet aldık. Eve gerisin geri döndük. Kızımın Babaannesi gidememişti şimdilik. Daha banyo yaptıracaktı S’ye. Bize çorba yapacaktı. S’yi kucağına alıp zıplatıp hoppidik yaptıracaktı. Bunların hepsini yapmak için vakti vardı artık. Gidememesi bir nevi iyi olmuştu.
Öğlen kahvaltıdan sonra evden çıktık. Viaport’a gittik. Biraz dolaştık. Kızıma 2 güzel elbise, önlük, alt değiştirme bezi vs aldık. Kendimiz için birşey almak hiç aklımızdan geçmedi, geçsede almak içimizden gelmiyor. Ne varsa S var artık. Hep onun için birşeyler almak istiyoruz. Saat 2 gibi annemi havaalanına götürdük. Hemen bebek odasına girip S’nin altını değiştirdik. Babaannesi son kez kızımın çığlıklarını, gülüşlerini gördü. Yolcu edip eve döndük. Ama ev her zamanki gibi değildi. Sessizlik hakimdi. 3ümüz beraber Annemin yattığı odada oturduk. Kızım çakma salıncakta sallanarak uyudu yine. Beraber tv izledik. Annemi arayıp sesini duyduk, ağlaştık.