Annem 4 gündür bizde. Fakat 3 gün sonra tekrar Mersin’e dönecek. Bu duruma en çok Selin üzülecek sanırım. Afyon tatilinden döndüğümüzden beri Selin inanılmaz derecede aktif ve geveze bir hal aldı. Annemi akşama kadar iyice yoruyor. Akşam eve geldiğimde de bana neler oynadığını anlatıyor. Dün önce doktorculuk oynamışlar. Annem koltukta kendi ayağınının birini altına almış. Güya ayağı kaybolmuş. Selin de Tv kumandasını telefon yapmış ve doktoru aramış. “Doktor bey, babaannemin ayağı kayboldu, gelip bulurmusunuz. Gelirken de krem getirin ayağına sürelim. Hadi görüşürüz hoşçakal” deyip telefonu kapatıyor. Ardından annem ayağını uzatıp, Aaaa bak burdaymış, bulduk diyor. Sonra Selin telefonu tekrar açıp doktoru arıyor. “Doktor bey, gerek kalmadı, ayağı bulduk,önemli değil, hoşçakal” arada bir de telefon efekti yapıp “Efendim” diyor.
Bir de markette alışveriş oyunu oynamışlar. Güya marketten alışveriş yapmışlar. Evdeki derece aletini de pos makinası olarak kullanıyorlar. Her aldıklarını söylüyor ve dıt diye kasadan geçiriyorlar. sonrada pos makinasından kredi kartı ile ödüyor. Çok güldüm ve şaşkın bir şekilde izledim yaptıklarını. Evde sanal bir park oluşturmuşlar. Otobüste seyehat etmişler. Daha bir sürü oyunlar. Hepsini akşam anlatıp durdu.
Dün akşam Hilmiyenin telefonunu eline almış ve son aranan numarayı çevirmiş. işyerinin güvenlik personelini aramış. Adamla konuşmuş. Yanlışlıkla aradığını söylemiş. Adam da “önemli değil” demiş ve kapatmış. “Önemli değil” cümlesini hemen kapmış. Kumandayı telefon yapıp konuşurken de arada bir kullanıyor.
Bir de bize konser verdiği zamanlar oluyor. Oyuncak gitarını boynuna takıp başlıyor şarkı söylemeye. Atma, Tuttu Fırlattı Kalbimi, Haberin varmı yar yar vs bir sürü şarkı biliyor. Cumartesi günü annem gittiğinde ne yapacağız bilmiyorum. Oyun arkadaşıydı Selin’in. Akşam banyolarından sonra pembe bornozunu giyip, “Baba bak bunu babaanne almış” diyor.
Gece yatarken de artık bize pek zorluk çıkarmıyor. Masal ve hikaye anlatmamızı istiyor. Özellikle tatilde gördüğümüz cansız manken’i mutlaka duymak istiyor. Ona “Ulutan Abi” diyor. “Uyuyan abi ayakta çok durmuş, yorulmuş ve ayakta uyumuş, Sonra selin gelip uyandırmış. Abinin gözleri kırmızı olmuş. Sonra asansöre binip odasına çıkmış ve yatağında uyumuş” Bazen de Yaren’i anlat diyor, onun hikayesi de şu: “Yaren bir gün hasta olmuş, doktora gitmiş. Doktor şurup vermiş. Yaren şurubunu içmiş iyileşmiş”
Yaptığımız bir diğer etkinlik de ingilizce. Her rengin ingilizcesini de öğrendi. Blue ve Orange’ı zaten öğrenmişti. (Hilmiyeni iş arkadaşı Ozan’ın eşi öğretti) Baktık çok çabuk öğreniyor ben de geri kalanını söyledim, bir kaç denemeden sonra hemen kaptı. Blue, orange, black, white, pink, red, green, yellow öğrendikleri.
Cumartesi günü kuzeni Elif’in doğum günü partisine gideceğiz. Selin mum üflemek istiyormuş. Artık doğum günü olunca hemen pasta yiyeceğini ve mum üfleyeceğini biliyor. Afyondaki otelde de bir doğum günü kutlaması vardı. Gitti kalabalığa karıştı, mumu üfledi, sonra pastasını da aldı yanımıza geldi. pastayı eliyle yemişti. Gel rahatsız etme kızım, dememize aldırmadı ve çekinmeden gidip partiye karıştı. Onu çok seviyoruz ve çalışırken özlüyoruz.