Epeydir blogda güncelleme yapamadım. Bu aralar Duru’nun rahatsızlığı ile uğraşıp duruyoruz. Defalarca gidip geldik hastaneye. Tam bitiyor derken tekrar başlıyor. Ama o eski günlerdeki gibi değil allahtan. Artık çok rahat nefes alabiliyor. Ama gece uyku sırasında öksürük ona rahat vermiyor. Yatmadan önce Zyrtec şurup veriyoruz. Ama etkisi geçince tekrar başlıyor. Hastalık Durunun pis pis yaptıkları yüzünden de hala geçmiyor. Banyo yaparken küvetten su içiyor, ağzında tuttuğu suyu yere boşaltıp yerden içmeye çalışıyor, tuvalete girip wc fırçası ile oynuyor. Nasıl geçebilir ki.
Geçen hafta annem ve babam geldi Mersinden. Yeni evimizde ilk defa konuk ettik onları. üst katı onlar için ayırdık. Durunun yaramaz olduğunu söylerdik de inanmazlardı. Şimdi kendi gözleri ile gördüler. Duru hala konuşmuyor, yeni birşeyler söylemiyor. Ehhh, dehhh demekten öte gidemiyor. Hala anne yerine nenne diyor. dil gelişimi sıfır. ama anlama yeteneği üst seviyede. Çok karmaşık bir cümleyi bir rahat anlıyor ve verilen komutu yerine getirebiliyor.
Tv deki çizgi film işinden bir nebze olsun kurtulduk. Selinin okulunda gördüğü ingilizce şarkıları youtube üzerinden tv de açmıştım. Çok hoşuna gitti. Tüm herşey ingilizce ve harika şarkılar. Hele bir “can you make a happy face” yani “Mutlu bir yüz yapabilir misin” adında şarkı var. Ona bayılıyor. Şengül de öğrenmiş artık. Zırt pırt o şarkıları açtırıyor. En azından müzik ile birşeyler öğrenmeye başlıyor. Belki de türkçeden önce ingilizce konuşacak bizimkisi. Biraz da bize tepki için yapıyor. Tam tv de birşey izleyeceğiz, hemen parmaklarını yanaklarına götürüp gülen yüz yapıyor. Yani benim şarkılarımı açın demek istiyor. Açmazsak tv yi kapatıyor, çığlık atıyor. hatta gelip vurabiliyor. mecbur kalıyoruz açıyoruz.
Yılbaşına çok az kaldı. Sizde ağaçları ışıklandırmışlar. Selinin okulunda parti var. Maskeli balo yapacaklarmış. Bir de ingilizce gösterisi olacakmış. Selin okulu bu yıl gerçekten çok seviyor. Her hafta güzel bir etkinlikleri oluyor. Bu hafta 1 gün tiyatroya gittiler. 1 gün de cam atolyesine gidip camdan birşeyler yaptılar. çok eğleniyor. ingilizceye de kulağı çok yatkın. Çok şeyin anlamını artık biliyor. Siteden ve okuldan arkadaşı Ece ile de çok iyi anlaşıyor. Akşamları bazen onlara gidiyor, annesi gelene kadar ece ile oyun oynuyor.
Banyolarını Hilmiye gelmeden ben yaptırıyorum. mutlu olsunlar diye küveti doldurup havuz yapmıştım. Çok eğlenmişlerdi, ama artık hep istiyorlar. Hele duru elimden tutup beni üst kata çıkarıyor ve havuz yapmak istiyor. iyi güzel eğleniyorlar ama Duru çok yaramaz. Suya kafasını sokuyor, ayağa kalkıyor, kayıp düşecek diye korkuyorum, küvetten su içmeye çalışıyor. Hatta şampuanın yaptığı köpüğü yalamaya çalışıyor. Çok fena çok. Diyorum ben, bu çocuk 3 çocuk gücünde yaramaz.
Durunun parmakla gösterme olayı çok komik. Normalde insan işaret parmağı ile gösterirken duru elini yumruk yapıp küçük parmağı ile gösteriyor. komik çocuk.
kış bir geliyor bir gidiyor. Bir ara soğuk günler varken şimdi bahar havası var. hafta sonu kış gelecekmiş artık. Ama bir an önce yaz gelsin istiyorum. Kış bana hastalığı hatırlatıyor artık. Durunun aylardır içtiği ilaç çok fazla.
Geçen hafta salı günü Hilmiyenin iş arkadaşlar eğlence düzenlemişler. Maçka parkı içinde bir mekan. Fena bir gece değildi. çalışanların çoğu travestiydi. Ama komik ve eğlenceli bir geceydi. Dans gösterileri de yaptılar. O gece çok içmişim, kafam iyi şekilde eve gittik. Hilmiye kullandı arabayı. Ertesi gün işe gittim ama hala midem bulanıyor, dikkatimi veremiyordum. Çok su kaybetmişim. idari işlerden bir arkadaşa rica ettim beni eve bıraktılar. Akşama kadar uyudum. Ertesi gün bomba gibi işe gittim.
Ocak sonunda yurtdışına gidiyoruz. cisco’nun Milanodaki etkinliği için bana da Hilmiyeye de davet geldi. 1 hafta italyada olacağız. Aslında Amerika istiyorduk ama Hilmiye çocuklardan çok kopamıyor. Aslında biraz kopsa belki daha mutlu olabilirdi. işler hiçbir zaman bitmiyor, özel şirketler iyi para kazandırsa da çok çalışıyoruz. Hilmiye uzun bir yol çekiyor ve eve gelmesi akşam 8 i buluyor. Benim kafam çok çok yoğun. hilmiye hafta sonları çok sinirli oluyor. Çocuklara çok fazla bağırıyor. Temizlik işlerine giriyor bir de. Kendini iyice mutsuz ediyor. Hep beraber mutsuz hafta sonları geçiriyoruz. Belki bu tatil biraz bizi birbirimize getirir. Çocukların yataklarını hala ayıramadık. Durunun beşik kenarlığını çıkardım ve yatak haline getirdim. Selinin yatağı ile birleştirip çocukları beraber yatırırız dedim ama çocuklardan çok Hilmiye istemiyor gibi. Çok üzgünüm.