Çarşamba günü annem Mersinden geldi. Selin’i çok özlemiş. Annem eve gelince Selin hemen boynuna sarıldı. Gelirken yanında pembe bir bornoz getirmiş. Kendi elleriyle de yelek örmüş. Akşam eve geldiğimde babaannesinin kendisine bornoz getirdiğinden bahsedip durdu. Dün işte kötü bir gün geçirdim. Çok yoğun çalışmanın ardından eve gittiğimde günün en güzel haberini aldım. Selin bezi bırakmış. Öğlen çıkarmışlar ve akşama kadar hiç çişini yapmamış. Çişi geldiğinde söylemiş ve banyo küvetinin içine yapmış. inanamadım elimle yokladım, evet gerçekten altında bez yoktu. Gece yatarken tabi bezledik. Yavaş yavaş alışacaktır. Aslında beni şaşırten bez vs gibi şeyler değil. Bu tür gelişmeler kızımızın büyüdüğünü gösteren işaretler. Bir mucizeydi bizim için Selin ve bu mucizenin adım adım varoluşunu izlemek heyecan vericiydi.
Dün akşam banyodan sonra ilk defa bornuzunu giydi. Hemen aldım kamerayı ve bana poz verdikçe çektim. çok yakıştı pembeler.
Bugün sabah Hilmiye iş için Diyarbakır’a gitti. Evden sabah 4:30 gibi çıktı. Ben Selinle beraber uyumaya devam ettim. Saat 5:30 gibi uyandı ve annesini istedi. Ne yaptıysam susturamadım. Ağladıkça uykusu iyice açıldı. Giyinip servise yetişmem gerekirken biz kucak kucağa odada dolaşıyorduk. Servisi kaçırdım. Sonra Şengül geldi ama onu istemedi. Gitmesini söyledi ve bana daha bir sıkı sarılıp kendisini bırakmamı istemedi. Sakinleştikten sonra altını değiştirdim ve yatakta uzandım. O da karnıma yattı. Biraz o şekilde uyudu sonra da yatağa yattı. Giyinip hemen kaçtım. Ben kapıdan tam çıkarken uyandı. “-Baba neredesin?” demeye başladı, mecburen Şengül yanına gitti. Bu akşam annesiz bir gece geçireceğiz. Hilmiye yarın öğleye doğru gelecek. inşallah sorunsuz bir gece geçer.