Geçen hafta Pazartesi acil uçak bileti alıp Mersine gitmiştim. Babam çok rahatsız durumdaydı ve annem ne yapacağını şaşırmış haldeydi. Sabahın 3ünde ancak eve varabildim. Babam halsiz bir şekilde yatıyor, beslenemiyor, midesi bulanıyordu. Sabah ilk iş Tarsus MedikalPark hastanesine gitmek oldu. Tek tek doktor dolaştık. Her gittiği doktor bir ilaç vermiş ve bunların karışması onu zehirlemiş. Perşembe Son olarak endoskopi yaptırdık ve akşamında istanbula döndüm. Kızlar beni çok özlemişler.Dönüş uçağı çok kalabalık durumdaydı. Havaalanı Suriyeli mültecilerle doluydu. Mümkün olduğunda dışarı da kaldım. Beni Hilmiye karşıladı. Eve geldiğimde bende de hastalık belirtileri başladı. Hafif bir boğaz ağrısı vardı. Ertesi gün işe gittim ama iş yerinde daha kötü oldum. Hemen işyeri doktoruna gittim. Bana ilaç verdi ve eve gönderdi. Eve geldim ama fena şekilde. Her geçen saat daha kötüye gittim. Boğazımdan öksürük ile kanlı birşeylerde çıkıyordu. Cumartesi hemen Hisar Hastanesine gittim. Domuz gribi olduğunu öğrendim. Tam 1 haftadır bu illet hastalıkla savaştım. Vücudum spor yaptığım için daha dayanıklı çıktı. Bağışıklık sistemimi de üst seviyede tutmaya çalıştım ve antibiyotik kullanmadım.
Ben tam iyileştim derken Selin ve Duru da hastalandı. Selinde öksürük varken Duruda ilave olarak ateş ve yaptı. Hemen doktora götürdük. Test yaptılar grip değilmiş. Ben bulaştırdım diye çok korkmuştum. Viral enfeksiyon çıktı. Dün Hilmiye işe gitmedi ve evde çalıştı. Evde tek sağlam o kaldı. Bugün kızları kontrole götürdüm. ilaçlara devam. Son çare Duru için antibiyotik başlanacak.
Duru gelirken ve giderken ön koltukta oturdu. Hiç kabul etmem ama çok ağladı. Ağlayınca da öksürüğe boğuluyordu. Mecbur kaldım, güzelce kemer bağladım. Dönüşte uyuya kaldı. Selinin tırnağı uzamış ve yanlışlıkla Durunun yüzüne gelmiş. Kocaman bir çizik var. Yara oldu orada. inşallah izi kalmaz.
Havalar ısınmaya başladı. Dün çok güzel bir hava vardı. Dışarı parka çıkardım. Hatta terasta onlar için oyun halısı serdim. Güneşlendirdim aslında kızları.