Geçen hafta Coronavirus Türkiyeye sonunda geldi. Okullar hemen tatil edildi. İşyerinde evden çalışma için hazırlıklar başladı. 1 tane 2 tane hasta insan açıklanırken Umre’den gelen insanlarla bir anda sayılar 50-100 diye çıkmaya başladı. 2 hafta yoğun çalışmanın ardından beni eve gönderdiler. Ardından da tamamen herkes evden çalışır hale geldi.Çocukların okulu zaten 6 Nisan gibi tatile girecekti. Tatil ile birleştirlmiş gibi oldu ama bu yıl tekrar açılabileceğini sanmıyorum. Hastalığın başladığı Çinde kontrol alındı ama İtalya ve İranda hergün 150 den fazla insan ölüyor.
Temizlik ve virusün bulaşma yolları çocuklara ders olarak verildi. Evde bizlerde sık sık hatırlatıyoruz. Özellikle Duru hijyen konusunda biraz zayıf olduğu için sık sık ellerini yıkatıp, kolonya ile dezenfekte ediyoruz. 1 haftalık ev hapsi biraz sıkıcı geçti. Sabah bilgisayar karşısına geçiyoruz akşama kadar kalkamıyoruz. Öğle aralarında çocukları da alıp sitenin parkına götürüyorum yada biraz tur atıp eve gelip tekrar dezenfekte oluyoruz. Akşamları da tv karşısında haberleri izliyoruz. Ben özellikle dünyada neler oluyor diye BBC ve Sky gibi yabancı kanalları izlemeyi tercih ediyorum. Bizim basın herşeyi gizlediği için oralardan daha kesin ve doğru cevap alıyorum.
Gelecek hafta okul da eve taşınacak. Milli eğitim ve Özel okullar evden eğitim için içerik hazırlıyorlar. Çocuklara tv ve bilgisayar karşısında eğitim verecekler. Diğital eğitim içeriği konusunda da biraz olsun gelişmiş olabileceğiz. Çocuklar bu haftayı biraz ders çalışarak biraz oyun ile geçiştirdi. Arada kitap okuma saatleri de yapıyoruz. Özellikle Duru ile hızlı okuma teknikleri konusunda çalışıyoruz. Okuması çok hızlandı ama anlama daha oturmuş değil.
Aslında istanbulda kalmak yerine Anamur’a gitmek istiyorduk. Hem mevsim orada daha sıcak, hemde çocuklar denize girebilirdi. Bu yıl plajlar boş geçecek. Ama ya bizde hastalık bulaşmış ise diye annemleri tehlikeye atmak istemedik. Bir de kızkardeşim Dilek hala çalışıyor ve insanlarla temas halinde. O da bizi korkutuyor. Hepimiz bir gün öleceğiz gibi klişe cümleler kuruyor herkes. Fakat ciddiyetin farkında değiller. Bu hastalık insanı son aşamasında boğarak öldürüyor. Solunum cihazı olmadan neredeyse hayatta kalmak imkansız. Bilincin yerinde iken boğularak ölmek çok acı birşey. Ölenleri hiçbir yakınına bile göstermeden direk biryerlere gömüyorlar. yıkama vs gibi işlemler yapılmıyor. Özellikle yaşlılar hiç umursamıyor. Halbuki en tehlikeli grup onlar. Ama bakıyorum hepsi dışarda geziniyor, piknik yapıyor, parklara gitmişler. Allahtan bugün onlar için sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Yakında herkese ilan edilir. Marketlerde raflar boşalmış durumda. Biz epeyce bir gıda eve aldık. Uzunca bir süre market ihtiyacımızı görecektir.
Toplum olarak büyük bir sınavdan geçiyoruz. insanlar birbirlerini savaşlar saldırılar ile öldürürken bir anda gözümüzle göremediğimiz kadar küçük bir virus tüm dünyadaki insanlara saldırmaya başladı. Bıraktık birbirimizle savaşmayı. Ama unuturuz yine. Virus kalmasın yine başlarız birbirimizi öldürmeye. Bu virusün kendi başına olduğunu düşünmüyorum, bir insan yapımı olabilir. Dünya nüfusunu azaltmak istemiş olabilirler. Çaresinide bulacaklarını düşünmüyorum. Belki koruyucu aşı geliştirirler. Grip aşısı gibi. Hiçbir corona türüne karşı bir ilaç henüz yok. Tıpkı Mers, Sars gibi bu da kendi kendine yok olup gidecektir.
Ülkemizi mahveden din simsarları oldu aslında. Sağlık sistemimiz avrupaya göre daha iyi olmasına karşın yine de yığılmalar nasıl önlenecek bilemiyorum. Böyle bir salgın biliniyordu. Üstelik Araplar kabe gibi dini yerleri kapatmıştı. Bunu bilerek 10bin insan oralara gitti. ibadetini bile yapamadan hastalık kaparak geri geldiler. Gelince bunları Ankadara yurtlara karantina için yerleştirdiler. Bazıları kaçmak istedi, polise tükürük ile bulaştırmaya çalıştılar. Bir de müslüman olacaklar. Şeytana tapmaya gitmiş olmalılar. inandıkları cennet ne kadar yakın acaba onlara bilemem.
Çocuklara dini eğitim okulda verilmeye çalışılıyor ama onları daha çok özgür düşünen, mantıklı bireyler olarak yetiştirmeye çalışıyoruz. Kendileri okusun, öğrensin, doğmalarla değil, mantıkla bilimle kararlar alsınlar istiyoruz. Bu yüzden korkularını geliştirecek, sabit fikirler üzerine benliklerini inşa etmek yerine düşünen, sorgulayan bireyler olaması için çaba gösteriyoruz.