Geçen hafta hergün tekrarladığı cümle. Dışarı çıkalım. Akşam eve gelir gelmez başlıyor. Markete gidelim, BIM’e gidelim. BM’deki adamlar bile artık tanıyor Selini. Gidip bir tane top alıyor, içinden minik bir oyuncak ve çıkarma çıkıyor. Onu da pek oynamıyor zaten. Geçen hafta eve girmezden önce BIM’e girdim ve portakal aldım. Kasadaki adam, az önce kızınız geldi, onlar aldı deyince bıraktım. Kasiyer başladı ne yaptığını anlatmaya, Çizi bizküvilerinden almış ve “Abi bunu kasadan geçirirmisin” diye uzatmış. Kendini sevdirmiş herkese.
Geçen hafta havalar güzel gidiyor, bahar artık geldi derken hafta sonu tekrar kış geri geldi. Cumartesi de soğuk bir gündü fakat yine de dışarı çıktık. Abbas dayısına gittik. Nedense Abbas dayısını ayrı bir seviyor. Gidip onu kucaklıyor, öpüyor. Ona türkü söylettirip oynuyor. Akşama doğru Aynur Teyzesi de geldi. Baharla da artık çok iyi anlaşıyorlar. Vıdı vıdı birşeyler konuşuyorlar. Akşam olur evden çıkarken onlar da çıktı. Merdivenden Bahar gibi kendisi inmek istedi. “Bahar bana yardım edermisin, elimi tutarmısın” Bahar da “Selin ben nasıl tutayım ama” gidi diyaloglar geçti. Yolda bu defa hiç uyumadı. Öğle uykusunu uyumadığı zaman çok tatminsiz ve huysuz oluyor. Eve döndüğümüzde geç bir saat olmuştu. Banyo bile yapmadan hemen uyuduk.Artık beni yataktan kovmuyor. 3ümüz beraber uyuyoruz. Yatağımızı da değiştirdiğimiz için ben de çok rahat uyuyorum artık. Kovmamasının 2 sebebi var. Paylaşmak ve Purple Gummy. Pepee’den öğrenmiş paylaşmayı. Yatağı 3ümüz paylaşalım diyor. Diğer neden ise; Youtube üzerinde Gummy reklamlarındaki ayıcığın korkunç bir versiyoyunu yapmış birisi. Yeşil olan rengi mor’a boyamış ve gözlerini de siyah yapmış. Onu açınca başlıyor çığlık atmaya. “Baba beni purple gummy’den korurmusun gece” diyor. “Korurum kızım, babalar bu günler içindir” diyorum. Bu cümleyi de Pepee’nin babasından kaptık. “Tamam baba, teşekkür ederim. Pepee’nin babasıda öyle diyor” Evde Pepee, Keloğlan, Sid ve Arkadaşım Bıdı’dan başka birşey izlenemez oldu. Ben bile özellikle Keloğlan izlemeye bayılıyorum. TRT’Çocuk kanalı dışındaki çizgi filmleri genelde izlettirmiyor. Diğer kanallardakilerin çoğu zaten yabancı meşeyli.
Pazar günü evde kaldık. Kar yine yağdı. Soğuk bir gündü. Evde dinlenerek geçirdik. Sabah erken kalkıp havuza gittim. Döndüğümde Selin uyanmıştı. Marketten ona süt de aldım. Güzel bir kahvaltı yaptık. Masada benim kucağımda oturdu. Kendim yerden ona da yedirdim birşeyler. Artık bulamaç şeklindeki kahvaltıyı bıraktırmamız gerekiyor ama nasıl yapacağımızı tam olarak bilemiyoruz. Selin’in çiğnemeden yutmak gibi problemi var. Ne yerse boğazına kaçırıyor. Suyu bile hala biberondan içmesi canımı sıkıyor. Bardantan içince üstünü ıslatıyormuş. Neden ıslatıyorsun dediğimde de “galiba benim ağzımda delik var” diyor 🙂 Öğlenden sonra çok uykumuz gelmişti. Ben odaya geçip kestirdim biraz. Selin de gitmiş kendi odası yapmış, yeleğini çıkarmış ve üstünü de güzelce örtmüş. Şaşırdık… ilk defa biz evdeyken öğle uykusunu uyumuştu, üstelik kendi başına gidip yatmıştı. 1 saat sonra onu kaldırmak istedim ama çok sinirlendi. Televizyonda Pepee açtım. Gelip gidip biraz da gürültü yaptım. Yavaş yavaş kendine geldi. Biraz yatakta şekerleme yaptı, ardından neşeli bir şekilde kalktı. Gece yatana kadar da çok enerjikti. Akşam üzeri Hilmiye ile beraber kuaföre gittiler. Oradaki kızlara da kendini sevdirmiş, çenesi hiç durmamış. Eve girerken asansörde bir adam daha varmış. Adama “Merhaba abi” demiş. Adam sadece gülmüş cevap vermemiş. Adama ” Sen konuşmayı bilmiyor musun?” demiş. Koptum..
Öğrendiği bazı yeni şeyler var. Onun için birşey yaptığımızda “Teşekkür ederim” diyor. Biz “Teşekkür ederim” dediğimizde de “Rica ederim”, banyo sonrası “sıhhatler olsun”, yaren ders çalışırken “iyi dersler”, bakkaldan çıkarken “kolay gelsin” haşurduğunda “sağlıklı yaşa” gibi şeyleri öğrendi. Yine birgün hapşurduğunda birisi “sağlıklı yaşa” dememiş, hemen sormuş “neden sağlıklı yaşa demiyorsun?”