Geçen hafta Perşembe günü başladı talihsiz günler. Gece Duru kusmaya başlayınca Hilmiye farketmiş. Hala uykulu, hemen kalktık salona geçtik. Bir süre ne yapabiliriz diye düşündük, su içirdik. Ama nafile, daha beter kusmaya başlayınca Şengül’ü çağırdık. Hilmiye panik içinde sağa sola gidiyor, gittiği her odada da Duru kusuyordu. Selin hala uyuyordu. Acele Hisar Hastanesine gittik. Hemen damar yolu açıldı, kan tahlili yapıldı. Serum verilmeye başlandı. Damar yolunu supervisor bir adam açtı. inanılmaz tecrübeli bu konuda. Tek seferde buldu. Kanda enfeksiyon ve şeker düşüklüğü vardı. Hemen seruma şeker ilave edildi. Sonra antibiyotik. Serum bitince kendine geldi ve eve döndük.
Ertesi gün tekrar kötü oldu. Kafasını yastıktan kaldıramayacak kadar bitkin durumdaydı. Tekrar hastaneye gittik. Bu defa yatış yaptılar. Bize çocuk katından bir oda verdiler. Serum için tekrar damar yolu açmak istediler ama damarı bulamayıp canını çok acıttılar. Aynı adam tekrar geldi, yine damarı şıp diye bulup bağladı. Hemen kan tahlili vs tekrar yapıldı. Seruma antibiyotik verildi.Şeker ilave edildi. Canı sıkıldığında serumu çıkarıp biraz hastane koridorlarında yürüttük. Kattaki odaların çoğunda hasta çocuk vardı. Genel bir salgın varmış. idar için bir türlü numune alınamadı. Her defasında bağladıkları poşet çıkmış oluyordu. Gece Hilmiye kaldı yanında. Ben Selini Şengüle bırakmıştım, akşam gidip onu alıyordum. 2 gece beraber uyuduk. Eve akşam gittiğimizde bomboş oluyordu. Selin annesinin pijamasını görüp bana gösteriyor, bak baba bu annem kokuyor, Durunun eşyasını gösterip ” bu da Duru kokuyor” dedi. ikimizde çok özlemiştik onları. Evi ev yapan duvarları, içindeki eşyaları değil, içinde yaşayanlarmış gerçekten. O evin içinde çocuk cıvıltıları yoksa çok soğuk oluyor. ateşe verip yapsan ısınmayacak soğuk.
2 gece hastanede kaldık. Pazartesi günü öğlen saatinde çıkabildik. Cuma ve Pazartesi günleri işe gidemedik. Eve geldiğimizde hepimiz çok mutluyduk. Duru eski neşesine kavuşmuş evin içinde pıtır pıtır koşuyordu. 22 Nisan günü benim doğum günümdü. Hilmiye iş yerine Angry Bird şeklinde içinde kek olan şekerlerden gönderdi. Çok sevindim. Akşam da yaş pasta siparişi vermiş. Selinin isteği üzerine çikolatalı alındı. Mumları kızlarımla beraber üfledik. O akşam Selinde hastalık belirtileri başladı. Pastadan hiç yemedi.
Ertesi gün 23 Nisan Bayramı için birşeyler yapacaktık. Sabahtan Hilmiye ile başbaşa kahvaltıya gittik. Şengül abla aradı, Selin hastaydı. Hemen eve döndük. Kusma belirtileri onda da başlamıştı. Hastaneye götürdük, izlem Hn o gün de çalışıyormuş. Hemen acile yatırdılar. Serumu daha önce takan adamı görünce hemen onu çağırdım. Selinin canı biraz daha tatlı. Gelip güzelce damar yolunu açtı. Selini sakinleştirdi. Kan tahlili yapıldı. Enfeksiyon vardı ve şeker düşüklüğü. Şeker takviyesi yapıldı. Ama antibiyotik verilmedi. Serum sonrası biraz daha iyiydi. Akşam eve gittik. Nesquick yaptım içti. Çubuk krakerlerden de biraz yedi. Çoğunu duru alıp alıp yedi. Masanın üzerine çıkacak nedeyse, Mamma diyerek uzanmaya çalışıyor minik boyu ile. Alıp alıp gidiyordu paketten. Akşam Selinin ateşi çıktı, ilaç verip düşürdük. Gece de biz yatmadan önce kontrol ettik yine vardı ateş. ibufen verip tekrar yatırdık.
Bugün sabah Hilmiye onu işe götürdü. Şirkette çocuk şenliği varmış. Öğle yemeğinde kusunca çıkıp hastaneye gittiler. Tekrar serum veriliyor şimdi. Bu gece orada yatacak. Ben akşam iş çıkışı yanlarına giderim. Duruyu Hilmiye olmadan nasıl uyuturuz bilemiyorum.