Pazar günü erkenden kalktık. Arkadaşımız indat ve Adeviye, onların çocukları ile beraber Karamandereye gitmeye kadar vermiştik. Biz defalarca gitmiştik ama onlar ilk kez gidiyor. Çekmeköyden tam 40km olan bu mekan geçen yıllara göre çok değişti. Aslında Çiğdem ve Gökhan da katılacaktı ama bir türlü zaman planı yapamadık. Selin özellikle onları kızı Defne ile çok iyi anlaşıyordu. Bu defa arkadaşları Yağmur ve Emre oldu. Eski adı Saklı Cennet olan bu mekanın yeni sahipleri Saklı Göl ismini vermişler. http://www.karamanderesakligol.com sitesi bile var artık. Göl kenarında rezerme masa bulamadık önce. Ağaç altında güzel bir masa bulduk. Harika bir kahvaltı yaptık. Selin çok güzel karnını doyurdu. Verdikçe yedi maşallah.
Rezerve yerlere geç gelince geç kalktılar. Ama kalabalık da değillerdi. Kendimize güzel bir masa bulup konuçlandık. Yanmış bi mangal getirdiler, hemen etleri ve köfteleri attık ve yemeye başladık. Selin bir sürü köfte yedi. Açık hava onun da iştahını açtı. Selin Yağmurla çok iyi anlaşıp güzelce oynadılar. Bir ara taş alıp iskeleye çıkıp atıp durdular. Akşam saatine kadar harika bir vakit geçirdik. Selin bir önceki gün gibi iyice yoruldu. Arabaya biner binmez hemen uykuya daldı. Eve geldiğinde de uykusunu aldığı için enerjikti. Biz ne yapacaktık peki. Biz de yorulmuştuk, üstelik onun gibi uyumamıştık. Sabır sabır akşam ettik 🙂