Dün Selinin okul arkadaşının doğum günü partisi vardı. Hediyesi alınmış, hazırlıklar yapılmış evden çıkmaya yakın Duru mızmızlandı. Olur olmaz şeylere ağlamaya başladı. Uykusu gelmiş de olabilirdi. Seline söz verilmemiş olsa vazgeçilecekti. Tam o sırada Aynur Teyzesi aradı. Diğer kuzenleri de onlara gelecekmiş. Selin vazgeçti partiye gitmekten. “Anne Elifi görmeye gidelim, onu her zaman göremiyorum, ama arkadaşımı hergün görüyorum” diye cümle kurdu. Artık giderek olgunlaşmaya başladı. Ama Duru ile kavgaları hiç bitmiyor. Genelde ateşi yakan ilk Selin oluyor. Durunun damarına basacak şeyler söyleyince dayağı yiyor, sonrada hiçbirşey yapmamış da Duru ona direk dalmış gibi ağlamaya başlıyor.Teyzesine gittik ama saatler sonra Duru kötüleşmeye başladı. Halsizleşti ve ateşi çıktı. Teyzesinde şurup varmış, içince rahatladı. Gelene kadar arabada uyudu. Akşam da tekrar şurup verdik. Bugün allahtan iyileşti. Sabah karnım ağrıyor diyordu, nedeni ishalmiş. Atınca rahatladı. Bir daha da ateşi çıkmadı. Yarınki doktor randevusu iptal.
Selin ise iltihaplı burun akıntısı var. Deniz suyu ve otrivine ile açıyoruz. Ama antibiyotik kullanması gerekebilir. Yarın daha iyi olmazsa onu götürebilirim doktora.
Haftasonu babaanne ve dedeleri geliyor Mersinden. Cumartesi günü de önden otobüs ile kargo gönderdiler ama önce kargo kayboldu. Babam sinirlenip tansiyonunu yükseltince bayılmış. Sonra gidip öğrenmiş ki yanlış otobüse vermişler. Ardından gidip otogardan kargoyu aldım da rahatladı babacığım.
Hafta sonu gelince bizimkilere eğlence çıktı. Duru varken canları da sıkılmaz pek.
Selini her akşam artık ben yatırıyorum. Hilmiye direk uyutmayı seçerken ben sohbet ediyorum. Okul, arkadaşlar ve hayat üzerine sohbetler. Ardından duasını edip yatıyor. Böylesi daha hızlı uyumasına sebep oluyor. Duru ise bizimle gece geç saatlere kadar nöbette. Emzik ve bez geceleri kullanılsa da hala bırakılabilmiş değil.
Bugün ikea’ya gidip Selin için çalışma masası ve sandalyesi aldık. Arada ben de kullanırım işim olduğunda. Duru onu ders çalışırken çok rahatsız ediyor. Umarım bu sorunumuza çare olur.
Duru olumsuz cümle kurarken sonuna yok demeyi hala sürdürüyor. ingilizce “not” eki gibi kullanıyor Türkçeyi. Geçenlerde pepenin şarkısını söylüyor.”Kalbim kırıldı, pepe bana hiç inandı yok”. Ne yaptım ise “inanmadı” dedirtemedim. “inandı yok” demeyi tercih ediyor. Hayat onlarla çok güzel, bol bol eğleniyoruz, işten erken gelmiş ve hava güzelse dışarı çıkıyoruz. Parkta dolaşıyoruz. Bahar artık yavaş yavaş geliyor. Havaları ısınmaya başladı. Kış ayı bitsin artık. Bu kış 2 kez kar yağdı, ama ara ara çok soğuk oldu. Yaz tatili planlarına da başladık