Bugün Mevlid Kandili. Aslında çok dinine bağlı yaşamasam da böyle gecelerin özel bir anlamı olduğunu düşünmüşümdür hep. Mevlid’in anlamı aslında doğum günü demektir. Yani bu gece peygamberimizin doğduğu gece. Annem hep söylerdi, evladın için dualar et. Babaların duaları kabul olur. Bugün ayrı bir hüzün vardı içimde. Kızımı akşam da çok fazla göremedim. Yoğun bir günün ve sıfır bir moralle geçen günün ardından Şirketin bowling etkinliğine gittik. Aslında canım gündüzki bir olaya çok sıkkın olduğu için hiç gitmek istemiyordu. Ama turnuvada üst tura çıktığımız için gitmek zorundaydım. Kızımı da çok özlemiştim.Yeğenimi de aradım. Telefonda bana dayı gel diyordu. Sonra bir ara koşarken düştü ve ağlamaya başladı. Çok özledim Yunus Emreyi. Onun özlemi ile bir an önce gidip kızıma sarılma isteği geldi.
Bir bowling maçını daha kazandıktan sonra 19:30 servisine bindim. Bu arada şirketin en iyi bowlingcisi benim galiba. En çok puanı ben yaptım. 🙂
Deli bir trafik çilesinin ardından 20:30 gibi eve gelebildim. Kızım yeni uyumuştu. Yetişemedim. Banyosunu da yapmış. Mamasını da yemiş, annesinin kucagında sızmış kalmış. Dayanamayıp yanına uzandım bir ara. Ona sarıldım, derin derin çektim kokusunu içime. Minik ellerinin arasına işaret parmağımı verdim. Sıkıca kavradı elleri ile. Sanki hisseti yanında olduğumu. Birbirimizden sevgi elektriği alışverişinde bulunduk. Onu uykusuna teslim edip kalktım. Sonrada el açıp dua edip, allahıma onu bana verdiği için dualar ettim. Ben kızıma ve karıma aşığım.