Hafta sonu Kocaelide mezunlar buluşmamız vardı. Ama gitmekten vazgeçtim. Ailecek birşeyler yapalım istiyordum. Hilmiye son dakika bir doğum günü patlattı yine. Abisine söz vermiş ve Cihan’ın doğum günü varmış. Sabah kahvaltı sonrası yola çıktık. Bayrampaşadaki Forum AVM ye gittik. Kısa bir arayıştan sonra Legoland’i gördük. Kapıda uzun bir sıra. Sabırsız davranıp hemen internet üzerinden biletleri aldım ve uzun kuyruğu geçip içeri daldık.Çocuklar için harika şeyler yapmışlar. Girişte çocuklara 30, büyüklere 40 TL veriyorsunuz. içeride bütün etkinliklere girebiliyorsunuz. Girişte minik bir lego parçası hediye ediyorlar. Sonra bir trene bindik. Prensesi kurtarma oyunu oynadık. Elimizdeki lazer silahları ile lego karakterli kötü yaratıklara ateş ettik. Tren çıkışa geldiğinde prenses de kurtulmuş oldu. Ardından Merlin’in kütüphanesine gittik. Bisiklet gibi pedal çevirdikçe yükselen ve dönen bir alete bindik. 4 Boyutlu sinemaya yetiştik. Selinin çok hoşuna gitti. Üzerimize tozlar, yağmurlar ve rüzgarlar yağıp durdu. Lego akademide ise nasıl parçaları birleştirip oyuncak yapılacağını öğretiyorlar. Bizimkiler bir balık yaptılar. Duru minik logo parçaları ile dolu havuzun içine atladı. Görevliler havuza girmek yasak deseler de Duru için anlamsız. Vaktimiz kısa olduğu için 3 saatten fazla kalamadık. Daha üst katına çıkabilir, bir sürü oyuncaklarla oynayabilirdik.
Oradan çıkıp doğruca Ali Dayılarına gittik. Çocuklar çok güzel oynadılar. Gitmeye yakın Duru, Elife kızıp emziğini çocuğun kafasına vurdu. Kafası kızardı. Aynur Teyzesi de gelmişti. Selin yaptığı tablolardan birini teyzesine birini de dayısına hediye etti.
Bugün sabah işe gittim ama hemen eve geri döndüm. Hilmiye aradı Duru hastaymış ve kusuyormuş deyince taksiye bindiğim gibi hemen eve geldim. Duru hiç konuşmuyor ve halsiz şekilde duruyordu. Evden çıkarken Şengülün de gelmesini istedi. Hastaneye varır varmaz İzlem doktorumuz bizi kabul etti. Görünürde birşey yok dedi. Acile gönderdi, şekeri düşmüş olabilir dedi. Serum takılacak ve şeker seviyesine bakılacaktı. Acilde gelen hemşire biraz uğraştan sonra kan almayı başardı ama damar yolu açamadı. Kızdım bu duruma. Çocuğa acı çektiriyorlardı. Durunun itiraz edecek hali bile yoktu. Ağlıyordu sadece. Bakmasın diye yüzünü çeviriyor, dikkatini değiştirmeye çalışıyordum. Takamayacağını anlayınca işlemi iptal ettirdim. Ben beslerim onu, siz kan tahliline bakın, yaptırmıyorum serumu dedim. Hemen acilden çıktık. Ona şeftali suyu ve çubuk kraker aldım. Yedi içti güzelce, hatta 2nci şişe şeftali suyu aldırdı, onu da içti. Bir süre sonra neşesi yerine geldi. Doktora uğradık, şeker seviyedi biraz düşmüş dedi. Çıktık eve geldik. Evde iyice kendine geldi, 1 tane de muz yedi. Onun düzeldiğini görmek bizi de mutlu etti.
Ben arada bir emzikleri bırakmasını kendisini hasta ettiğini söylüyorum. O da gelip ” baba ben emzik bıraktım” diyor. Ama her defasından 1 kaç saat sonra tekrar ağzında emzik. Bugün de Şegüle yapışmış, uykum var diyor. Gel kızım ben uyuturum seni dedim. Hayır şengül dedi. Anlamadım, neden şengülü istiyordu. Şengül söyledi, emzik istiyor aslında. Benden istemeye çekinmiş. Durumu anlayınca pişkin pişkin gülmeye başladı.
Akşam da parka çıkardım ama park ıslak olduğu için geri döndük. Markete uğradı. Cips ve albeni toplarından aldı. Selin için aldığını söyledi. Eve giderken Selinin servisi de geldi. Onu karşılayınca Selin çok mutlu oldu. Akşam Ece de geldi. Abur cuburları bir güzel yediler. Hilmiye gelene kadar Duru dün akşamki haline dönmüştü.