Geçen hafta Selinin yıl sonu gösterisi vardı. Üzerinde çiçek baskılı tshirt vermişler. Onu da alıp öğleye doğru okula gittik. Selini teslim edip izleyeceğimiz yerlere geçtik. Geçen senekinden farklı olarak küçük grupları sabah saatinde yapmışlar. Bu yüzden program hem uzun sürmüyor hem de oturmak için çok kalabalık olmuyor. Bence gayet yerinde bir karar olmuş. ilk gösteri koro olarak şarkı ile başladı. Önce türkçe sonra ingilizce şarkılar söylediler. Ardından ingilizce bir diyalog vardı. Selin çiçek şeklinde giyinmişti. Önce tohum oldular. Yağmur şeklinde giyinmiş çocuklar vardı. Onlar tohumları suladılar. Her açan çiçek birşeyler söyledi ve sözü diğer çiçeğe verdi. Selininki Eğitim di. Onun repliği: “Eğitimdir benim adım, aydınlıktır daima yolum.içimde hep vardır öğrenme isteği. Bilgeliktir benim sonum” Bunu söyleyince sözü Bilgelik olan çocuğa veriyor, bir zincir halkası şeklinde gidiyordu.Ardından dans gösterisi vardı. Selin Hint kıyafetleri içindeydi. Hint müziği ile dans ettiler. Çok keyifli bir gösteri olmuştu. Çocuklar kendilerinden beklenenden fazlasını vermişlerdi. Öğretmenlerini de kutlamak gerek. Mutlu bir şekilde ayrıldık. Aslında Duru ve Şengül de gelsin istiyordum ama Duru ortalığı ayağa kaldırır ve kesin sahneye fırlardı. Ardından Cappuchino ya gittik. Güzel bir yemek yedik ve eve döndük.
Duru giderek akıllansa da yaramazlığı da bir o kadar artmaya başladı. Enerjisini atması için gündüz saatinde Şengül onu parka götürüyor. Akşam da ben geldiğimde götürüyorum. Evden parka kadar yürüyebiliyor. Yürürken herşeye dokunuyor, arabaların etrafında dönüyor. Hele de bir kedi görmüşse peşinde koşuyor. Parka vardığımızda ise önce bakkala girip çubuk kraker ve vişne suyu alıyor. Sonra parkta var gücüyle saldırıyor. Salıncaklardan, basamaklara, tahtarevalliden, kaydıraklara kadar hepsini dolaşıyor. Salıncaklara kendi başına bindiğini gören şaşırıyor. Selin onun yaşında iken binemezdi. Geçenlerde bir kadın çocuğunu bindirmek için salıncağa yöneldi. bizimki onu farketti, koşarak bir çalım attı ve kadının önüne geçti. Salıncağın bariyerini kaldırıp hemen oturdu. Kadın şaşkınlık içinde baktı kaldı. Sonra onlar gidince salıncaktan indi. Yavaş sallanan salıncağı da sevmiyor, hızlı sallanması gerekiyor.
Duruya hadi dışarı çıkalım dediğimde hemen gidip ayakkabısını getiriyor, odadan montunu alıyor ve kapıda bekliyor. Kıştan kalan alışkanlık montu alması komik oluyor. Halbuki dışarısı cayır cayır yanıyor bu aralar. Kapıyı açar açmaz asansöre koşuyor. Balkon dönemini de açmış olduk. Balkonu temizliyoruz, saatler orada oynuyor. Dışarda olmak onu çok mutlu ediyor. Bu akşam da yemek için evin yakınındaki Kardium avm ye gitme kararı aldık. Hadi gidelim dediğimizde Duru daha altı çıplak halde kapıda beklemeye başladı. Artık kapıları kilitliyoruz çünkü boyu uzanıyor ve kapı kollarını çevirebiliyor.
Boğazı da hiç boş durmuyor. Sürekli mamma diyip birşeyler istiyor.
Geçen hafta bir okul sorunumuz oldu. Hilmiye daha önce Doğa kolejine ön kayıt yaptırdı. Özel okulların bir çok yüzünü görme fırsatımız oldu. Peşinat olarak bir miktar para vermiştik. Ertesi hafta arayıp geri kalanını taksitlendirmek için aradılar. Daha okul kapanmamış ve yeni dönem başlamamıştı. 2 okul taksini üst üste binecekti. Öyle şey olmaz, hele bir okul açılsın o zaman ödemeye başlarız desem de hiç aldırmıyorlar. Param yok diyene de çözüm bulmuşlar, banka ile anlaşmışlar ve okul başladığında bankaya ödenecek. Her halikarda kendileri öğrencinin parasını peşin alabiliyorlar. Onu hallettik bir şekilde derken bu defada servis için aradılar. Hemen gelin ve servis parasını taksitle kartınızdan çekelim. Benim tepem attı artık. Doğa gibi bir başarısı bile olmayan bir okul sadece etiketten ibaretmiş. Servisten sonra herhalde kıyafet falan başlayacaktı. Kayıt iptali yapmak da işkence. Karşımızda okul değil, sanki bir holding bulduk. Yok veli idare birimine gidicek, sonra direktör onayı, ardından yönetim kuruluna sunulacak, sonra yönetim kurulu başkanı. Allahım burası nasıl bir okul. Okul çalışanlarının en ufak bir inisiyatifi yok. Tek bildikleri şey para. Eğitimden bahseden yok. Göz boyamaktan öte gitmiyor. Allahtan kurtulduk onlardan.
Sonra ben ısrarla Selini Eski okuluna verme kararı aldım. Bu defada okul yönetimi bize küsmüş. O yüzden kontenjan kalmadı diyerek bizi geri çevirdiler. Ama bir şekilde iş tatlıya bağlandı. En azından burada sorunumuza bir çözüm bulabiliyoruz. Okulun kurucusu Cezmi Bey ile konuşabiliyoruz. Para konusunda da bizi o kadar sıkıştırmıyorlar. Servis yine aynı şekilde. Okul açıldı servisi öyle ödemeye başlamıştık. Özel okullar içinde bence şuan için en iyisi yiğit kolejidir. Arkadaşlara soruyorum, diğer okullarda doğa koleji gibi çalışıyorlarmış. Hele ki bazı okullar var, fiyarları 20-25bin TL. Allahım sanırsın Einstein yetiştirecekler. Yani Yiğit Kolejine devam…