Bugun sabah çok yağmur vardı. Üşüyerek gittim işe. Ev sıcacıktı çıktığımda. Bu aralar 24 saat kombiyi çalıştırıyoruz. Ev sürekli en düşük sıcaklıkta olmasına rağmen gayet sıcak. Üşümemen için elimizden geleni yapıyoruz. Domuz gribi de giderek yayılıyor. Ben özellikle iş yerinde de çok dikkat ediyorum. Bi bulaşıpta eve getirirsem, allah korusun. Ellerimi sürekli pürel denilen sıvı ile dezenfente ediyorum. Mümkün olduğunca umumi yerlere dokunmuyor, ellerimi sık sık yıkıyorum. Ama en çok korktuğum uçak. Uçakta yapılacak çok da birşey yok. Yarın sabah da Ankaraya uçuyorum tekrar. Perşembe akşamı sana tekrar kavuşacağım kızım. Seni çok çok özleyeceğim.
Bugün çok uslu durmuşsun. Akşam geldiğim zaman annen seni övüp durdu. “Babası kızım bugün çok usluydu. Hiç ağlamadı. Oturduğu yerden etrafı seyretti, gülücükler attı” diyordu. Gerçekten de öyleydi. Seni bugün sevdim sevdim sevdim. Kucağıma aldım, mamanı verdim, kucağımda uyuttum. Gerçekten hiç huysuzluk yapmadın. Bazen seninle konuşuyorum ve sen yüzüme bakım Hım der gibi bir ses çıkarıyorsun. Bayılıyorum senin bu hallerine. Dişlerindeki kaşınma giderek artıyor. İki elini birden yumruk yapıp ağzına sokuyorsun. Salyaların akıyor, bazen de kendi mideni bulandırıp kusuyorsun. Ellerin o yüzden biraz pis kokuyor, kusmuk gibi. Ama biz onu da çok seviyoruz. Zaten hepimizin omuzunda bir kusmuk lekesi mutlaka var. Geçenlerde öğrendiğin oyunu arada bir yine yapar oldun. Annen seni emzirirken tam karşısına da ben oturuyorum. Anneni emer gibi yapıp bana bakıp tekrar emer gibi yapıyorsun. Bana baktığın zaman Ceee yapıyorum, çok hoşuna gidiyor.
Bugün Şengül Abla da başladı. Ayın 15’i gibi babaannen Mersine dönecek. Bugünden itibaren Şengül Abla da sana bakacak. Annen Ocak gibi işe başlayacak. O tarihten sonra artık ona emanetsin. Sana çok iyi bakacağından hiç şüphemiz yok. Kızı Yaren’de sen biraz büyüyünce sana arkadaş olacaktır.