Duru artık hemen hemen tüm derdini konuşamasa bile anlatabilir duruma geldi. Su istediği zaman bardağa uzanması, kucak istediği zaman ellerini kaldırması, yada ilgi istediğindeki sarılmaları… hepsini bir şekilde bize hissettirebiliyor. Kucağımda iken yakama sarılıp kendine çekip, bir de hııııııı diye sesleniyorsa gezmek istediğini anlıyorum. Akşam eve 6 olmadan gelebiliyorum. Kapıyı açar açmaz baba sesleri yükseliyor, emekleyerek yanıma geliyor. Selinden önce kendisi ile ilgilenmemi istiyor. Aynı şeyi annesine de yapıyor. Annesine daha düşkün. Yapıştı mı bırakmıyor. Emeklerden parkelerde elleri şap şap diye ses çıkarıyor. işte duru gelmek üzere diye gözlerimizi kapıya dikip bekliyoruz. Selin bu hala TV ye çok bakıyor. Akşam okuldan gelir gelmez TV açıp birşeyler izlediği gibi bize de hiç birşey izletmiyor. Bazen insafa gelip, yada yalakalık yapmak istediğinde bize birşeyler açıyor. ama o da uzun sürmeden geri kanalı çocuk programlarına çeviriyor. Bu yüzden Selinin odasına çekilip, tableti de açıp internette takılıyorum, o sırada şap şap sesler geliyor. işte Duru geliyor, kapıdan bakıp kahkahalar atarak yanıma geliyor. Kucaklayıp çılgınca seviyorum. Duru inanılmaz güleryüzlü bir çocuk. O doğacağı zaman bu kadar çok sevebileceğimizi tahmin etmiyorduk. Sanki ona çok sevgi vermek Seline ihanet olacakmış gibiydi. Ama öyle olmadı. ikisini de çok sevdik, seviyoruz. birini fazla yada eksik değil.
Selin de artık büyük insan gibi cümleler kurmaya başladı. Bugun yatarken önce annesini istedi, sonra beni. Uyumadı. Gerekçesi ise kafası karışmış. Seninlemi, yoksa annemle mi yatacağım, karar veremedim, kafam çok karışık dedi. Selinin dergi alışkanlığı hala devam ediyor. Her hafta mutlaka markete gidip Winx dergisi alıyoruz. Eve gelip hemen dergiyi kesmeye başlıyor.
Hafta sonu kahvaltılarımızı dışarda yaptık. Cumartesi günü Trabzonpark’a ormanın içine gidip yaptık. Pazar günü için de Erenköyde Kids Corner adında bir yere gittik. Büyükler kahvaltı yaparken çocuklar oyun alanında oynadılar. Selinin iştahı çok yok bu aralar. Duru da tam tersi herşeyi yiyebiliyor. Güzel bir hafta sonu geçti. Sonrasında indat’lara gittik, çocuklar orada oynadı durdu.
Bugün sabah uyanıp duru için mama hazırladım, afiyetle içti. Sonra dolaptan kıyafet alıyordum. Arkamı bir döndüm, Duru ayağa kalmış, beşiğinden bana bakıyor, hiç ses çıkarmıyor, ortam karanlık. Bir an için çok korktum. Kıyafetimi alıp hemen çıktım, o da yattı allahtan. Bazen çok garip bir çocuk oluyor. Onun için aldığımız aktivite masasını üzerindeki şeylerle oynamak yerine ters çevirip farklı bir şekilde oynuyor. Normal çikolata yerine bitter acı çikolata seviyorlar.
Geçen gün Duru için armut doydum ve eline verdim. Dibine kadar çok güzel yedi. Ta ki elinde bir parça kalana kadar. Boğazına kapmasından korkup istedim vermedi, elinden almak istediğim zaman ise kaçtı ve bir anda koca parçayı ağzına attı. Ağzında erite erite bitirdi. Alacağımı anlayıp ağzına hepsini atması çok komikti.
Hafta Sonu Duru için Doğum Günü partisi var. Hilmiye şimdiden pasta siparişi vermiş. Aslında aile arasında mini bir kutlama yapmıştık ama arkadaşlar için de tekrar yapacağız. Ben ne kadar gereksiz bulsam da Hilmiye çok önemsiyor. Hastalık yüzünden bu zamana sarkmış bir parti olacak. umarım sonrasında yine nazara gelmeyiz. En son Selin’in partisinden sonraki gün Duru ameliyat olmuştu. Bağırsak Düğümlenmesinden çok korkardım başımıza gelmişti. Allah bir daha o günleri yaşatmasın.