Duru geçen haftalarda çok hastaydı. Ateşi 1 hafta boyunca çıkıp durdu. Halsiz birşekilde yatıyor, yemek yemiyordu. O halini görmek çok üzücüydü. Aç mideye ilaçlarlar doluyordu. Üstüne Selin de öksürmeye başladı ve okula gidemedi. Ama Selinde ateş çıkmadı. Her 2 günde 1 doktora tekrar tekrar gittik. Sonunda kan tahlili yapıp baktılar. Hastaneler tıka basa grip virüsü kapmış çocuklarla doluydu. Burnundan numune alıp influenza testi de yapıldı. Negatif çıktı allahtan. Kanda CRP değerleri biraz yüksek olunca antibiyotik kullanımına geçtik. ilk 2-3 gün çok az şey yedi, antibiyotik aldı.Aynı şekilde Selin için de antibiyotik kullanmaya başladık. Artık bu son çareydi. Duru biraz bronşit olaya daha elverişli. Daha önceki deneyimler neticesinde antibiyotik şart olmuştu. Antibiyotikin 2nci gününde biraz iyileşmeye, hatta canlanmaya başladı. Eski yaramazlıklarını yapmaya başladı. Evin neşesi tekrar eski haline geldi. Durunun yaramazlık eşiği giderek artıyor. Geçenlerde yüzümü parçaladı. Burnumun her iki yanında derin çizikler vardı. Eli çok ağır.
Bu aralar biraz konuşmaya başladı. Nenne yerine anne diyebiliyor ama söylemek istemiyor. Selin büyüdükçe olgunlaşmaya başladı. Artık eskisi gibi hoplayıp zıplamak yerine daha bir durgun çocuk oldu. Telefon ile oynama alışkanlığına Selinden sonra Duru da katıldı. Mümkün olduğunca vermek istemiyoruz. Her ne kadar engellesek de bir bakmışsın ikisi de almış ve yanyana oturmuş youtube üzerinden birşeyler izliyor. Duru Pepe bölümlerini hatmetti. Selin ise Equestra girl.
Selin bizi bu aralar çok üzüyor. Her gittiğimiz yerden ağlayarak dönüyor. Çok sabır gösteriyoruz. Kızarak biryere de varılmıyor. Eceye gider dönerken ağlar, hafta sonu da Bahar dönüşü ağladı durdu.
Geçen hafta çok eğlenceli geçti. Cumartesi günü Anadolu kavağında Yoros Kalesine gittik. Müthiş manzara vardı. Temiz hava ve doğa yürüyüşü oldu. Sonra Çengelköye indik. Böreklerimizi alıp Çınaraltında çayımızla götürdük. Hava hafiften serin olsa da güneş içimizi biraz ısıttı. Artık bahar havası var. Sabah ve gece serin ama güneş artık daha fazla.
Pazar günü de Aynur Teyzesine gittik. Dışarda gezecektik aslında. Bu aralar her yerde laleler var. Lale haftasına girdik. Ama Kerem yüzünden gidemedik, yolumuzu çevirip evlerine gittik. Önce bir mekanda yemek yedik. ilginç bir yerdi. Her masanın ortasında mangal vardı. Et çeşitlerinden begendiğimizi aldık ve mangalda kendimiz pişirdik. Ama herkes is koktu. Havalandırma sistemi yetersiz olunca tam anlamıyla tütsülendik.
Bugün Nihan ile konuştum. Kızı Öykü 1 haftadır hastanede yatıyor ve Serum ve antibiyotik ile besleniyor. CRP değerleri sanırım 8 civarı olması gerekirken 200 ün üzerine çıkmış, ateşi de düşmüyormuş. Tam anlamıyla zatürreye çevirmiş. Yarın akşam taburcu olmayı planlıyorlardı. Bir ara serumun iğnesi çıkmış ve deri altına vermiş. O da kolunu şişirmiş. Çok üzüldük onun durumuna. Küçük umarım bir an önce iyileşir.
2 hafta önce Selinin okulunda Veli toplantısı vardı. 1nci sınıf için aldıkları 4 öğretmeni tanıştırdılar. Onlara sorular soruldu. Sonra mevcut öğretmenleri ile birebir görüşmeler yapıldı. Selin özellikle ingilizce konusunda çok ilerleme kaydetti. Okuma ve yazma işini de çok çabuk öğrenecekler. Şimdiler kendi adını yazabiliyor. Rakamlar ve harfleri tanıyor. Matematik yapıyor. Yabancı 2 öğretmeni var, ikisi ile de anlaşabiliyor. Çok heyecanlıyız.