Dün akşam eve gelir gelmez Selin parka çıkmak istedi. Normalde Şengül o saate kadar çoktan çıkartırdı. Ama işi uzadığı için çıkaramamış. Hemen giyinip parka gittik. Kısa bir süre oynadık, kaydıraklardan kaydık. Tam salıncaklara oturacakken havadan taş parçaları gelmeye başladı. Önce yaramaz çocukların birbirleri ile şakalaştığını düşünmüştüm ama bir anda artmaya başladı, parktaki büyükler çocukları kaptığı gibi uzaklaşmaya başladı. Hemen ben de Selin’i kucakladım. O anda başımın kenarından kocaman bir taş parçasının geçtiğini farkettim. Selin’i uzaklaştırdım. Oturduğumuz yerin Sarıgazi olduğunu düşününce bunun yasa dışı bir grup tarafından yapılacağı bile aklıma geldi. Başka ne olabilir di ki. Minicik çocukların üzerine haince taş fırlatmak kimin düşüncesi olabilirdi ki.
Daha fazla seyirci kalmamak için hemen oyun kulelerinin üzerine çıktım. Gördüğüm manzada daha da vahimdi. 20’ye yakın küçük çocuk ellerinde taşları sitenin avlusu içine fırlatıyordu. İçerisinde küçük büyük kimin olduğunu bilmeden. Sahip olamadıkları ortamı yok etmek istercesine, küfürler eşliğinde taşlıyordu hep birlikte. Bunu yapan bir yetişkin olsa, yakalar eşek sudan gelinceye kadar dövebilirsiniz, fakat yapan da çocuk. Cehaletin yanında bir de çocuk zekası, haylazlığı var. Site yönetimine gidip atılan taşı gösterdim. Ama çok oralı bile olmadılar.
Ne olacağını biliyorum aslında. Biz bir süre Selin’i kontrollü götüreceğiz. Bu çocuklar alışkanlık edinip bir süre daha taşlayacaklar. Sonra birine zarar verdiklerinde çocuğun anne babası öfkelenip yönetimle tartışacak. Ondan sonra bir çözüm bulunacak. Umarım yanılırım. Zira dünden bu yana oturduğum, çok sevdiğim siteden nefret eder oldum. Güvenlik unsurlarını düşünmeseydim zaten site ortamında oturmazdım.