Bugün haftanın son günü. Pazartesi 30 Ağustos Zafer Bayramı olduğu için tatil. Ertesi hafta da Ramazan Bayramı var. 2 haftayı 8 gün izin alarak birleştirdik. Daha karar vermedik ama muhtemelen hafta sonu uzun bir yolculuğa çıkıyoruz. Arabayla çıkacak olmamız biraz beni tedirgin ediyor, Selin sıkılır mı, rahat edebilir mi diye aklımdan geçiriyorum. ilk rotamız Didim olacak, oradaki duruma göre Fethiye taraflarına geçmeyi planlıyoruz. Sonrada sahilden Anamur’a kadar gideriz. inşallah bir sıkıntı olmaz da gizel bir tatil geçiririz. İstanbulda havalar biraz serinledi. Eskisi kadar çok sıcak olmuyor. Deniz de rüzgarlı olacağı için pek ısınmıyor. Ama Ege ve Akdenizde hala deniz suyu sıcaklığı çok iyi. Geçen yıl Hilmiyenin hamileliği yüzünden tatil yapamamıştık. Bu yıl tatile doyacağız inşallah.
Selin’in yürüme çabaları yavaştan da olsa artıyor. Artık ellerini bırakıp ayakta durabiliyor ama kendine güvensizliği devam ediyor. Artık duvara da tutunup salonun bir ucundan diğerine kadar yürüyerek gidebiliyor. Oturmak ona eziyet geliyor olacak ki sürekli ayakta. Özellikle salondaki koltuğun arkasına geçip saklanmayı çok seviyor. Orası onun saklanma mekanı oldu. Gitmemesi için koyduğumuz yastıkların üzerine bazen oturup orada kakasını yapıyor. Yaptıktan sonrada sevinç nidalarıyla kalkıp tekrar oyuna devam ediyor.
Akşamları beni özlüyor olacak ki görür görmez kucağıma atlıyor, oyunlar oynuyor. Kendisini havaya atmama bayılıyor. Her havalanışta da çığlık atıp seviniyor. Ama kolumda derman kalmayıp bıraktığım zaman da ağlamaya başlıyor, daha yokmu demeye getiriyor. Artık konuşamasa da pek çok şeyi anlıyor. Elindeki nesneyi ver dediğimde veriyor, al dediğimde alıyor. Kızdığım zaman ağlama başlıyor ve özür dileyip kucağıma alana kadar devam ediyor. Öpücük istediğimde yanağımı öpüyor. İlgi istediğinde hemen belli ediyor.
Sağlık durumu da şükürler olsun çok iyi. Bir ara gözünde yine bir enfeksiyon çıktı, kızarıp şişme oldu ama Tobrex damla ile iyileşti. Şuan tek sıkıntımız gece uykularındaki düzensizlik. Gece bazen çok sık uyanıyor. Kimi zaman emizik istiyor, kimi zaman ilgi, bazende su içmek istiyor. Huysuzluğunu şimdilik diş çıkarmasına bağlıyoruz. Onu korkutacak hareketlerden mümkün olduğunca kaçınıyoruz. Yürümesi için baskı da yapmıyoruz. Ona rağmen sık sık uyanıyor. Ben görmedim ama Hilmiye azı dişlerinin çıkmaya başladığını söylüyor. Yazık, bebekler bu dişlerden ne çok çekiyor. Bebek olmak da zor iş. Gaz sancısıyla başlar, yürüme, konuşma, diş çıkarma gibi devam eden zor bir süreç. Bu tatil umarım ailecek bizi rahatlatır. Hilmiye 1 yıldır çok özveri gösteriyor. En çok da canım eşim haketti.