Kış artık iyice kendini göstermeye başladı. Çok yağmur olmasa da havalar fena halde soğudu. Yarın da yılın ilk kar yağışı bekleniyormuş istanbula. Bugün Selin okula gitmek istememiş. Çok uykum var diye oyalamış bizimkileri. Servis gittikten sonra da uyanıp tv izlemek istemiş. Çok uyanık. Yarın da kar yüzünden okul erken dağılacakmış. Boşuna soğuk havayı çekmesine gerek yok diye gitmeyecek. Cumartesi günü hep beraber E-Bebek mağazasına gittik. Duru için Aktivite masası ve Playskool’un ilk arabam ürünlerini aldık. Aktivite masasını özellikle çok sevdi. Sürekli onunla oyalanıyor. ilk arabam’a ise biraz yabancı. Ona tutunarak yürümesi gerekiyor. Ama daha tam beceremedi. Selin için de ne zamandır istediği bebeği aldık. Dondurma yiyen bebek. Dondurmanın üzerinde bir mıknatıs var. Ağzına götürünce dilini uzatıyor. Bebeklerle çok oynadığı söylenemez. Haftasonu Hilmiyenin arkadaşı Yasemin ve Öznur gelmişti. Öznurla bütün bebeklerinin saçlarını taradılar. ilk kez o zaman gördüm. Sonra da bebeklerin her birini bir kenara yatırıp peçete ile de yorgan yaptı, üzerlerini örterek uyuttu.
Cumartesi günü sabah evde kriz vardı. Selin geç yatıp erken kalkınca Hilmiyenin tepesi atmış. Selin önce wc ye gitmek istemiş, sonra su içmek, ardından burnum akıyor temizle, sonra acıktım falan derken Duruyu da uyandırmış. Hilmiye saatlerce çok kızdı ona. Benim yanıma geldi. Kalktım ona omlet yaptım. yumurtaların üzerine zeytinde göz, burun yaptım. Kendi başına yedi. Pazar günü de patatesli omlet yaptım. Onu da kendi başına yedi. Hatta bugün akşam geldiğimde yemeğini kendisi yerse tv izleyebileceğini söyledim, gerçekten kendisi yedi.
Duru ise iyice şımarıklaştı. Bu aralar ikisinin de burunları çeşme gibi. Allahtan çok tıkanmıyor. Duruya çirkin olmayı öğrettik. Bu sayede burnunu kırıştırıp sümkürmüş oluyor. Akşam eve geldiğimde hangisine koşacağımı şaşırır oldum. Birine kucak versem diğeri kıskanıyor. ikisini de yere yatırıp sarılıyorum genelde.
Selinin bugün akşam ilginç bir lafı vardı. koparttı bizi: Duru çoktan uymuştu. Kim konuşsa hilmiye şişşşşşt deyip duruyordu. Selin de yapmaya gidiyordu. Ben birşeyler söyledim, bu defa söyleyen Selin oldu: şişşşşşştttt. Ben gülmeye başladım. Bu defada: Şuna bak bir de gülüyor! dedi ve gittik. Koptuk.