Bugün yeni bir yılın ilk günü. Geçen yıl Selinle ilk yeni yıl gecemizi evimizde geçirmiştik. Bu yıl da Abbas amcasında toplanıp kutlama yapmayı planlamıştık ama olmadı.Dün iş yerine vardığımda babamdan gelen telefonla acilen Mersine uçmak zorunda kaldım. Anneannem 1 yıldır çektiği acıdan kurtulmuş, hakkın rahmetine kavuşmuştu. Ailem bu durumdayken ben yılbaşı kutlayamazdım. O yüzden onların bu acılı gününde yanlarında olmak istedim.
Selin 16,5 ayına girdi. Hilmiye dün işten erken çıktı. Selini arka koltuğa oturtmuş ve onun sevdiği müzikleri çalarak Abbas amcasına doğru yola çıkmışlar. Arabada hiç ağlamamış. Hatta müziğin sarhoşluğu ile kendinden geçip uyumuş bile. Ev kalabalık ve gürültülü olduğu halde sıkılmamış kızım. Selin 23:00 gibi bu gürültüye rağmen uyuyabilmiş. Bense dünün verdiği üzüntü ve yorgunlukla 23:00 gibi uyudum. Sabah da 6:00 gibi kalktım. Kızkardeşim de Anamurdan gelmiş. Çok sohbet edemedik, ben hemen uçağa yetişmek için evden çıktım. Yorucu bir yolculuktan sonra tekrar aileme kavuştum. Selin beni çok özlemiş. Yolda Hilmiye arayıp telefonu Selin’e verdi. Babaci diye seslenip durdu. Öğleden sonra kendi evimize geldik. Akşam da bir güzel oynaştık, hasret giderdik. Mersindeyken onu çok özledim. Halamın kızları oradaydı, onların ufak çocuklarını görünce Selin’e özlemim biraz daha artmıştı. içimden “Şimdi Selin burada olsaydı hepsinin tozunu attırırdı” dedim. Annem Selin’in resimleri ile duvarı süslemiş. Evin her yerinde onun resmi vardı. Salon’a gidiyorum karşımda, mutfakta fırının üzerinde, yatak odasında aynanın önünde. Hep kızımı anlattım durdum. Övündüm, gurur duydum.
Umarım gelecek sene yeni yılı hepberaber kutlarız. Yice yıllara bebeğim…