Geçen hafta yıllık izine çıktık. 1 haftalığına Mersin – Anamur’a Babaanneye gitmeye karar verdik. Bu defa Yaren de bize katıldı. Yaren’in ilk uçak yolculuğu olacağı için çok heyecanlıydı. Sabah çok erkenden kalkıp havaalanına gittik. Uçağı beklerken Selin yürüyen bantlarda gidip gelerek oynadı. Selin’in de 3ncü binişiydi uçağa. Havalandıktan bir süre sonra kucağımda uyudu. Adanaya varmaya yakın uyandı ve kucakta durmak istemedi. Uçağın koridorunda yürümeye başladı. Adanaya inip Mersine giden servise bindik ve en arka koltuğa geçtik. Yanımızda bir kız vardı, gözlükleri olduğu için Selin ona Ayten dedi durdu. Kızın ismi Serap olmasına karşın 🙂 1,5 saat süren yolculukta kıza cilveler yapıp durdu. inerken de el sallayarak -Hoşçakal aşkım, bebeyim! demez mi, koptuk…
O günün akşamı Mersin’de kalıp sabah Anamur yoluna çıkacaktık ama Mersin öylesine sıcaktı ki hemen gitmek istedik. Yol çok bozuk ve virajlı. Yaren tam Anamura varacakken kusmaya başladı. Selin de perişan oldu. Kucağımızda oturmak istemedi. Koltukta oturmak istiyordu fakat öylesine uykusu vardı ki, başı öne düşüyordu. Kucağa aldığımızda da cıngar koparıp durdu. Hilmiye arabanın bir köşesine ben diğer köşesine iyice sıkıştık, oratada Selin’in küçük bedeni için büyük bir yer açtık. En sonunda dayanamadı başı yastığa düştü ve gidene kadar uyudu. Bizim de heryerimiz tutuldu. Çok inatçı çooook.
Anamurda hergün denize girdik. Deniz çok güzel ve sıcacıktı. Girişte ilkin soğuk geliyor ama bir süre sonra alışıyorduk. Selin’i kucağıma alıp birden daldırıyordum, bağırarak irkiliyordu. Tuzlu su gözüne gelince çok yakıyor olmalı, hemen çıkalım çıkalım demeye başlıyordu. Park hastalığı orada da devam etti. Hergün parka gidelim inadı tutuyordu. Bir tesis bulduk sahilde. Duşu, wc’si vardı ve ağaç dallarına salıncaklar asmışlardı. Hergün oraya gidip çılgınca sallanıp durdu.
Tatil boyunca çenesi açıldı bizimkinin. Sürekli konuşup pratik yaptı. Yeğenim Yunus Emre 2 akşam bize geldi. Çok büyümüş yeğenim ve çok yakışıklı olmuş. Selin’le oynamak istiyor ama onun daha çok küçük olduğunun farkında olmadığı için sert davranıyordu. Selin de onu gördümü kaçacak yer arıyordu. Bir akşam; oyuncak sepetini önce kendi kafasına sonra Selin’in kafasına geçirdi. Selin yere düşüp avazı çıktığınca ağladı. Sonra gelip öptü ve özür diledi.
Dönüş yolculuğunda Yunus Emrenin araba koltuğunu aldık. Selin çok rahat etti. Anamurdan Mersin’e gelene kadar uyudu. Uyanınca da etrafına gülücükler atmaya başladı. Maşallah çok güleryüzlü ve mutlu bir çocuk oldu. 1 gece Mersin’de kalıp ertesi sabah servis ile Adana Havaalanına geçtik. Yolda Selin yine koltukta uyudu. Servis çok soğuktu ve çantadaki bütün kıyafetleri Selin’in üzerine örttüm. Üşümesin diye de kafasını elimle tutup sıcaklık vermeye çalıştım. Soföre söylesem de bir türlü klimayı kapattıramadım. İstanbula vardığımda karnımı üşüttüğüm anlaşıldı. 2 gün ağrısını çektim. Neyseki Selin sapasağlam.
Selin için bu tatil çok iyi oldu. Konuşma gelişimi çok ilerledi. Kalabalık ortamlar çocuklar için çok iyi bir pratik ortamı oluyor. Hareket gelişimleri de aynı şekilde. Artık koşarken daha az düşüyor, basamaktan atlarken tutunmadan adım atabililiyor. 2 hafta sonra 2yaşını bitirmiş olacak. Parti time…