Burun akıntısı ve balgam yeniden başladı. Burnu iyice tıkandı. Sümkürse çıkaracak ama yapmıyor. Nasıl yapacağını göstersemde nefesini içine çekip bırakıyor. Bu yüzden de önce Serum Fizyolojik verip sonra Otribebe ile çekmek zorunda kalıyorum. Bunu yaparken çok ağlıyor ama yapacak birşey yok. Baktık Bricanyl şurupla olacak değil, eski tecrübelerimizden ve İzlem Hn.ın tavsiyesi ile tekrar Peditus ve Asist şuruba başladık. Artık şurupların isimlerini de öğrenmiş. Bricanyl en nefret ettiği şurup. Hafta sonu Hilmiyenin eğitimi vardı. Tüm gün sürdü. Pazar günü şurupları alır almaz vermek istedik ama içmeyi reddetti. Ben de portakal suyuya Peditus’u karıştırıp verdim. Bir yudum aldı, emin olamadı, sonra bir yudum daha aldı, tadı farklı gelince “-Baba bu ne, şurup mu?” dedi. Biraz zorlama ve oyunla içirebildik hepsini. Gece de sürekli öksürüp durdu. Bol bol balgam çıkarıyor.
Pazar günü öğlen olduğunda yatırmaya çalıştım ama uyumak istemedi. Ağlayıp bana küstü, odasına gidip yatağa uzandı. Ben de uyusun diye evden çıkıp arabada biraz bekledim. Yarım saat sonra geldiğimde baktım uyumuş. Hastalık zamanlarında en güzel ilaçtır uyku. Fakat bizimki hasta olsa da maşallah çenesi ve neşesi hala yerinde.
Bir ama yine konuşadak döktürdü. ” – Mehmet, benim çok güzel t-shirt’üm var, mummy yazıyor, purple rengi var” dedi. Renklerin de ingilizcesini söylüyor bazen. Gel sana gösterim dedi ve elimden tutup beni odasına götürdü. Kıyafetleri arasından mor renkli olanı seçip gösterdi. Gerçekten de üzerinde Mummy yazıyordu. Sonra onu alıp salona geçtik. Bana sorduğu soruya bakın “-Baba bu bana uyar mı, güzel olur mu bu?” Direk dalıp yedim onu.
Yarenden Oh my god, aman tanrım! demeyi öğrenmiş. Güzel birşey olduğunda bunu söylüyor. Cümle içinde ne zaman kullanacağını da öğrenmiş.
Yarın işe gidip gitmeyeceğimi sordu, sonra anne gidecek mi diye sordu. Evet dediğimde üzüldü. “-Baba beni de götürür müsün TTNET’e!”