Dün eve giderken kendimi Selin’in mızmızlıklarına hazırlayarak gitmiştim. Ama ilginçtir hiç düşündüğüm gibi olmadı. Selin çoook mutluydu ve eskisi gibi evin içinde cıvıltı sesleri yükseliyordu. Kapıdan girip çantamı bıraktım, sonra kapıdan salona baktım, aman allahım; “bir kedi gördüm sanki” oldum. Selin yürüyerek bir koltuktan diğerine yürüyerek geçiyordu. Gözlerime inanamadım. Aslında kısa mesafeleri daha önceden yürüyerek geçiyordu. Ama sonra birkaç düşmeden ve Yaren’in zorlamaları yüzünden korkusu ağır basmış ve bırakmıştı. Uzunca bir süre pek aldırış etmedik. Yürümesi için zorlayıp korkusunun geçmesini bekledik.
Korkunun yokolup cesaretin geldiği gün gelmişti artık. Hemen üstümü değiştirip sonucu görmek için Selin’in yanına gittim. Salonun bir ucundan diğerine gelmesi için çağırdım. Gerçekten yürüyordu. Hatta bazen bana gelir gibi yapıp Anneannesine bile gittiği oluyordu. Kucağıma geldiğinde ona sıkıca sarılıp öptüm. Dün akşam hiç mi hiç huysuzluk yapmadı. Maşallah çok mutlu ve cıvıl cıvıldı. Bizi hiç üzmedi kızım.
Başka bir gelişme de koltuntan inebilmesi. Düşmesin diye ellerimi yakın tutuyorum ama hiç müdehale etmeden de kendi başına koltuktan inebiliyor. Çıkmak için de çabalıyor ama daha başarılı olamıyor. Onun için bir fırın daha ekmek yemesi gerekecek.
Akşam erken yattık, 10 gibi yatmamıza rağmen uyumamız yine 11-12 yi buldu. Selin bizi o kadar mutlu etti ki, sarılıp sarılıp öptük. Birazda yatak oyunları oynadık. Karnımın üzerine oturup zıplıyor, ve hopba diye söyleniyor. Babaannesi öğretmişti Anamurdayken. Babaanne koltukta oturuyor, Selini ayaklarının üzerine alıp zıplatıyor ve hoppa diyordu. Hemen kaptı bu eğlenceyi. Şimdilerde otururken gelip ayaklarımın üzerine çıkıyor ve zıplatmam için de hobba diyor.
Günde 2 kez süt içirmeye devam ediyoruz. Akşam yatarken ve sabah işe giderken 120cc’lik süt hazırlıyorum, içine de bir kaşık bal koyuyorum. Başlarda hepsini içemiyordu ama bu aralar dibine kadar içiyor. Gelişimi maşallah çok iyi gidiyor.